Ninnilerin bir başka yönü, çocuğa azim ve kararlılık yüklemesidir. Daha açık bir ifade ile; azimli, onurlu, bilgili, donanımlı, kararlı, cesur, dik duruşlu, yeniliklere açık, insan haklarına saygılı, vatanını ve milletini seven, ... insan yetiştirmenin temelinin atılmasıdır. Bu özelliklere sahip insan, her toplumun ihtiyaç duyduğu insan tipidir.
Ninniler; Türk kültüründe kız çocuğu ve erkek çocuğu arasında bir ayrımın yapılmadığını, ikisinin de çok önemli olduğunu ve iki cinsiyete de aynı önemin verildiğini göstermektedir. Bununla birlikte Türk milleti; kız çocuğuna kız , erkek çocuğuna da erkek görevini daha beşikte iken yüklemiştir.
Reklam
Türk milleti, güzel sanatlara yatkındır. Dolayısıyla Türk milleti; tarihin derinliklerinden beri, söyleyeceği sözleri ahenkli, ezgili ve ölçülü bir biçimde, dilin imkânları el verdiğince söylemeye çalışmıştır. Türkçenin ilk edebî metinleri sayılan Orhun Yazıtları’ndan bu yana ulaşabildiğimiz eserlerden anladığımıza göre bu gayretinde başarılı oldukları açıkça ortadadır.
Metinler iyi tahlil edildiğinde ninnilerin; bebekleri ve çocukları uyutmanın çok ötesinde, onları eğitmek için söylendiği açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Daha doğrusu 0-6 yaş grubunun yani günümüz okul öncesi eğitiminin temellerinin binlerce yıl önce atıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Alplığa veya bilgeliğe hazırlanan çocuğa söylenen şu ninni, sadece bir örnektir: Benim oğlum yiğit/bilge olacak Güzel eli kılıç/kalem tutacak Düşmanı önüne katacak/önünde eğilecek Ninni benim kuzuma ninni
Kültürümüzün en önemli görevlerinden biri de eğitimdir. Okul kavramının ve okulların olmadığı zamanlarda eğitimin bütün çeşitleri halk kültürü ile yapılmaktaydı. Yani halk, tecrübeleriyle kültürünü oluşturuyor, onunla nesillerini eğitiyordu.Ninnilerle 0-6 yaş arası çocuklar eğitilmekte, çok küçük yaştan itibaren hayata hazırlanmaktaydı. Çocuk ufku ninnilerle geliştirilmekte, yüksek seciyeli bir insan olmasının temeli atılmaktaydı.
Reklam
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.