İlginç olan şu ki halkımızın, hatta aydınlarımızın önemli bir bölümünün demokrasiyi ve onun uzantısı olan özgürlükleri sevdiğini de pek söyleyemeyiz. Yüzyılın oluşturduğu bazı kalıpları yinelemekle yetiniyoruz. Korkarım ki demokrasiyi istemedik.
Türkiye'de yapılmak istenen tüm iyileştirmelere islami kesim karşı çıkmış, gereğinde de bunlara karşı tahriklere girişerek, büyük kalkışmalara neden olmuşlardır. Bu kalkışmaların en yaygın ve etkini otuz bir mart olayıdır.
Tıp fakültesinde bir genç, "kan dökerek kahramanlıkla ölmek istiyoruz, miting istiyoruz, umum darülfünunlulara, âlem-i insaniyete hitap edilmesini istiyoruz" diye konuşmuş hukuk fakülteli bir genç ise tıbbiyeli arkadaşlarını desteklemiştir. Yüksekokul öğrencisi bir kız da aynı kürsüde erkek arkadaşlarının direniş isteklerine katıldığını bağıra bağıra tekrarlamış, "Kim demiş bir kadın küçük şeydir, bir kadın, belki en büyük şeydir" dizelerini tekrarlayarak Türk kadınlarının isteklerini dile getirmiştir.