_Aristo ile Hegel, diyalektiği oldukça geniş biçimde incelemiştir. Oysa asıl diyalektik, bugünkü doğabilim için en önemli düşünme biçimidir, çünkü ancak o, doğada ortaya çıkan evrim süreçleri, genel olarak iç bağıntılar ve bir araştırma alanından ötekine geçiş için benzeşimler ve bununla birlikte açıklama yöntemleri verir. _Boşinanların en boşu,
Hıristiyan bir tarih felsefesine göre, İsa’nın ilk günahın kefaretini ödemesi ve insanoğlunun önünde yeni bir ufuk açmasına karşılık, İslamiyette, Peygamber’in böyle bir rolü söz konusu değildir. Peygamberin gelişiyle, şüphesiz; insan bu sayede mümkün dinlerin en gelişmişi, münkün şeriatların en iyisine kavuşmuştur. Ama bu İbn Haldun’un haklı olarak belirttiği gibi şeylerin genel, alışılagelen düzeninde önemli bir değişiklik yapmamıştır.
Reklam
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,664 okunma
NİHAL ATSIZ'IN GÖK SULTAN'I
Tarihî şahsiyetler yalnız yaşadıkları zamanda değil, kendilerinden sonra da isimleri sıkça anılan ve tartışmalara konu olan kişilerdir. Bu anlamda yakın dönem Türk tarihinin kuşkusuz en tartışmalı isimlerinin başını çekenlerden birisi de II. Abdülhamid’dir. II. Abdülhamid’in kendi iktidarı döneminde başlayan ve günümüze dek süren bu tartışmalar
Hegel'e göre - Marksçı bir dille söylemek gerekirse-, Din, ancak, gerçek bir altyapıya bağlı olarak ortaya çıkan ve var olan bir ideolojik üstyapıdır. Felsefenin olduğu kadar dinin de dayanağı olan bu altyapı, tümel tarih boyunca gerçekleştirilmiş olan insansal eylemler topluluğundan başka şey değildir.
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
Reklam
Geri16
68 öğeden 61 ile 68 arasındakiler gösteriliyor.