Edebiyatın eksikliğindendir ki bugün sokaklarda kavga var. Şiirler, tekerlemeler yerine küfür sözleri ve dedikodular çalınıyor kulaklarımıza.
HİS YALANCISI
Patlayan kabuk adına,
Düşen gökyüzüne,
Tüten bulutlara,
Üflenmiş umutların siyahında.
Bir çelişki var,
Biraz sakinleşir durur,
Kozyatağı üzerinde.
Biz, olmazsa olmaz özlemlerimizle kime hizmet ediyorduk?! Kimsenin kimseyi güldürmeye kalkışamadığı, cesaret bile edemediği bir ülkede söylenemeyen, dile dolaşan tekerlemeler gibi yaşıyorduk. Lastiklerimiz patlaktı ve devletin verdiği kimliklerin arkasında kişilik pişiriyorduk. Sevdalarımız, tıraşsızdı. Oysa dağın dağa kavuştuğu ülkelerde, insan insana, kavga kavgaya, inanç inanca mutlaka kavuşurdu. Şimdi, uykudadır dudakların. Ellerin, vazife icabı vurulmuştur. Ayakların, unutmuştur zemheride tabut taşıyan azınlıkların tarihe geçtiklerini. Gövden, bir tavşanda gözyaşlarına dönüşmüştür.
Sayfa 40
Kazdağı'na çıkan Ali'ye gözaltı!
Kazdağı ile ilgili bir romana temel yapacağı Hasan Boğuldu şelalesini ve çevresini görmek için bir başına yola çıkmış. Köyde bir kılavuz bulmuş. Patikadan tırmanmaya başlamışlar. Görüntü güzelleştikçe coşmuş bizim oğlan. Fotoğraf üstüne fotoğraf çekmiş. Kılavuzun anlayamadığı sözler, tekerlemeler söylermiş. Sevinci kursağında kalmış. Bir onbaşı, iki jandarma, eri yirmiden çok köylü yetişip etrafını sarıvermişler. Dön geri apar topar karakola. Sorular, zabıtlar, görgü tanıklarının imzaları. Ver elini Edremit ilçe jandarma komutanlığı...
Kaz dağına tırmanırken coşup da İlyada'dan söz edilir mi?
Sayfa 380 - Sabahattin AliKitabı okudu
Siz gerçekten yaradanla hiç konuşmuyorsunuz !
Seslerin duaya dönüştüğü bir seyrü seferden haberiniz yok. Küçük itiraflarda bulunmuyorsunuz O'na.
Günahlarınızı tutup getirmiyorsunuz huzuruna. Keskin, samimi ve yalın değil dilinize gelen, avuçlarınıza biriken dualar.
Yalnız soğuk tekerlemeler ve otomatik formüller var dilinizde.
O'ndan istemeyi bilmiyorsunuz. O'nu yaşamayı dillendiremiyorsunuz.
Sayfa 9 - Vadi YayıncılıkKitabı okudu
