Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü
Ve yabanıl ak atlar doludizgin
Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki
Bu sabah yağmur yağacak
Bu sabah gün açacak
Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak
Bahar patlayacak
Köpükler, bulutlar patlayacak
Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem
Topraktan yeni çıkarılmış
Üç bin yıllık yunan şarabı
Atların kara
Yepyeni bir giyotin dikmişlerdi ve bu görülmemiş makinenin etrafındaki taş yığınlarının üzerinde toplanan birkaç düzine küçük çocuk vardı. Hızlı bir şekilde, adam sepetten çıkarıldı ve nefes almasına zaman tanımadan, çaktırmadan, sinsice, utanmaz bir şekilde kellesi koparıldı. Ve buna kamu hareketi ve yüksek Adalet töreni denir.
Rezil kinaye!
Öyleyse, kral eşrafı medeniyet kelimesinden ne anlıyor? Bu konuda neredeyiz? Adalet stratejilerle ve hilelerle hiçe sayıldı! Kanun ise tedbirlerle! Korkunç!
Bu nedenle, ölüme mahkûm bir insan için, toplumun bu şekilde ihanet etmesi çok korkunç bir şey!
Ulan siz ne utanmaz ahlaksız arsız insanlarsınız ya!
Ulan zaten adam akşama kadar 20 tane çay satamıyor, akşam evine çocukların rızkını götüremedi diye gözyaşı içinde kalıyor,
O kadar kalabalık personele diyorum:
"Eğer çayınızı orada içerseniz yemek molası süresi haricinde ekstra size yarım saat daha süre"
Çaylarını içiyorlar keyiflerini yapıyorlar pisliklerini buraya atıyorlar.
Bıktım usandım artık her defasında kendim toplamaktan yaa!
Bilmiyorum abime söyleyeceğim toplantı yapalım kimse bunlar çıksın ortaya
Yani ne kendim ne de abimin kimsenin kalbini kırmasına izin vermeyeceğim ama yeter yani bunun bir oturup konuşulması gerekiyor.
Ulan ben karıncalara kıyamıyorum, (ki birkaç alt paylaşımımda var zaten)
Şunların garibana yaptığına bak!
Bazen şeytan diyor ne varsa sat sav her şeyden kurtul, git bir dağ başında yapayalnız yaşa!
Şeyh fahişeye demiş ki: --- Utanmaz kadın;
Her gün sarhoşun , onun bunun kucağındasın.
Doğru , demiş fahişe, ben öyleyim; ya sen?
Sen bakalım şu göründüğün adam mısın?
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam;
Ben ölecek adam değilim.
Alıştım bir kere gökyüzüne;
Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar.
Sıkılırım,
Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
Utanmaz Adam… felsefi bir eleştiri romanı. Hüseyin Rahmi her şeyin hızla değiştiği bir geçiş devrini yaşamış ve gözlem yeteneği yüksek olan bir yazar. Görünürde anlattığı bir hikaye her zaman var fakat metin aralarında dönemin bütün sosyal konularını derinlemesine işliyor.
Doğu ve Batı arasındaki farkı, eski ve yeni arasında görülen yaşayış ve
Ben: Ailenin ülkesi hakkında bir şey söyleyebilir miyim?
O: Tabi ki
Ben: Çok fazla ailesi Pakistanlı olan ama kendisi batılı ülkelerde yaşayan genç adam ve kadınla tanıştım. Senin gibi. Ve şunu söyleyebilirim ki Pakistanlı insanlar çok zeki ve tüm dünyada farklı yerlerde çok iyi işler çıkarıyorlar. Medeni, zeki, ahlaklı ve iyi müslümanlar. Ve
Şeyh fahişeye demiş ki: -Utanmaz kadın;
Her gün sarhoşsun, onun bunun kucağındasın.
Doğru, demiş fahişe, ben öyleyim; ya sen?
Sen bakalım şu göründüğün adam mısın?
Sayfa 89 - Kum Saati Yayınları, Türk Edebiyatından SeçmelerKitabı okudu