Anadolu’daki zengin tarihsel gelişimi bilmesem inanırdım
… Hellenlerin topraklarında geliştiğini bildiğimiz bütün tiplerin, yabancı ülkelerden etkilenmeden, baştan başa yerli birer buluş olduğundan kuşku duyulmamalıdır.
5. yüzyılda birçok ev planının yalınlığını ve donanımının çok para tutmadığını kabul edebiliriz. Atina’da saptanamayan birçok ev olmalıdır. Bu döneme ilişkin kalıntılar yetersiz ve dağınıktır. Ama Demosthenes, yönetici yurttaşların evlerinin hiçbir biçimde öteki yurttaşlarınkinden değişik olmadığını söylerken belki de konuşma sanatının gerektirdiği dili kullanıyordu.
5. yüzyılda (MÖ) Hellenler mimarlık açısından ellerinden gelenin en iyisini tapınaklarla kamusal yapılarda uygulayarak özel konutların gösterişsizliğine razı oldular.
Bir yerin kutsal sayılması, çeşitli etkenlerden kaynaklanıyordu. Mağaralar, pınarlar, koruluklar, tepelerin dorukları, akarsu ve deniz gibi fiziksel özellikler saygı uyandırırdı.
Hellen tapınağı bir ev, tanrının eviydi, ya da en azından bir evin asıl salonunu simgelerdi. Bu, tanrılarını insan biçiminde düşünen bir dinin yorumlanış yoluydu.