Herkesin bir yönü vardır, görüyorsun. Topluluklardan her birinin, fertlerden her ferdin, uzuvlardan her uzvun, nefis ve ruh kuvvetlerinden her birinin bir doğrultusu, amacı ve belirli kıblesi vardır. Bu yön, Onun isimlerinden bir isimdir. Kişi Ona yönelir. Müvelli ismi öznedir. Yönelen anlamına gelir. Görünüşte insan yönelmektedir, ama gerçekte yöneldiği şeyin cezbesi kendini çekmektedir. Eylem insanı Ona çeker, güzel kelimeler Ona çıkar ve güzeleylem Ona yükselir. Artık anla. Bunu anladıysan bilirsin ki insanlardan hiçbiri amacından ve kıblesinden sapmaz. Ancak kendisini o yöne döndüren ve ön ce kendisine amaç olan kimse, Onun diğer bir ismi üstün gelirse o zaman ilk amacından döner.
“Bize bir musibet gönderdiği zaman bilmeliyiz ki, onda büyük nimetler gizlidir. Aşk Sultanının dediği gibi: ‘Gökyüzü ağlamayınca çimenlerin yüzü gülmez. Öd ağacı yanmadıkça koku vermez.’ “
Zülfikâr, gerçeğin elmas kılıcıdır. İki yanı da keser. Hakikatin çift kutuplu doğasını simgeler. İner ve gerçek dışında her şeyi kesip atar. Yakub'a, Yusuf'un canından haber getirendir.
Bir hayalim var:Bütün vatandaşlarımızın,ay yıldızlı bayrağın altında şerefle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum...Bir hayalim var:Başını örtenle,açanın aynı üniversitede yasaksız,kavgasız kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum.Bir hayalim var:Kürt-Türkmen,Alevi-Sünni ayrımı olmadan,zengin-fakir ayrıcalığı güdülmeden,imtiyazsız,sınıfsız,kaynaşmış bir Türkiye istiyorum...Kısacası Adriyatik'ten,Çin Seddi'ne kadar kaynaşmış,güçlü bir Türk dünyası hayal ediyorum.Büyük bir Türkiye hayal ediyorum...