“Bol kurşun yedim besmele’yle vuruldum
bilirse düşman bilir öyle kolay ölmezliğimi
bir mehmed kalktımsa ayağa bin mehmed oturdum.”
“yanardağlar kıskanır böyle ateş sönmezliğimi”
• Başarı anındaki susman güven belirtisidir.
• Kızgınlık anında susman güç belirtisidir.
• Sana kötülük yapıldığında susman hikmettir.
• Kışkırtma esnasında susman zaferdir.
• Senle alay edildiği an susman büyüklüktür.
• İhtiyaç duyduğun an susman izzeti nefistir.
• Üzüntü anında susman sabır ve tevekküldür.
• İnsanlar sana öğüt verdiğinde susman edeptir.
• İkna olmadığın an susman saygıdır,hürmettir.
🌱 Konuşman susmandan daha hayırlı olmayacaksa konuşma.
🌱 Sakın susan kişinin cahil veya gafil olduğunu sanma.Yer suskundur ama içinde yanardağlar vardır.
🌱 Susarak zafer elde etmen, cevap vererek başarılı olmandan daha hayırlıdır.
🌱 Suskunluğunu anlamayanın sözünü de asla anlamayacağını unutma.
Yanardağlar taşları, ihtilaller de insanları fırlatır. Aileler çok uzaklara gönderilir, kaderleri ülkelerinden ayrı düşer, topluluklar dağılır. Bulutlardan düşüyor gibi olurlar; şunlar Almanya'ya, bunlar İngiltere'ye, berikiler Amerika'ya...
Gittikleri ülkenin insanlarını şaşırtırlar: Bu yabancılar nereden geliyor böyle? Onları püskürten, şurada tütmekte olan yanardağdır. Bu göktaşlarına, bu atılmış ve kaybolmuş insanlara, bu talihin es geçtiklerine çeşitli adlar verilir; onlara göçmen, mülteci, maceracı denir. Kalırlarsa sineye çekilirler, giderlerse sevinilir. Kimi vakit, bunlar kesinlikle zararsız yaratıklardır... Ne kin duyarlar ne de öfke, şaşkındırlar. Yapabildiklerime kök salmaya çalışırlar. Kimseye zarar vermezler, başlarına gelenlerden de hiçbir şey anlamazlar.
Victor Hugo Deniz İşçileri
Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasûlallah
Nasıl bilmem bu nîrâne dayandım yâ Rasûlallah.
Ezel Bezmi’nde dinmez bir figândım yâ Rasûlallah
Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallâh.
Yanan kalbe devâsın sen, bulunmaz bir şifâsın sen
Muazzam bir sehâsın sen, dilersen rû-nümâsın sen
Habîb-i Kibriyâ’sın sen, Muhammed Mustafâ’sın
Birlik
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsa,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!