Annemin uzakta olması beni çok etkiliyordu. O andan itibaren, "sevgi" kelimesi her söylendiğinde güvensızlik hissediyordum. Kadın" ile ilişkilendirdiğim duygu uzun zaman boyunca doğuştan gelen güvensizlikti. "Baba" ise güven ve güçsüzlük anlamına geliyordu. Başlangıçtaki handikabım buydu. Daha sonra bu erken izlenimler gözden geçirildi: Erkek arkadaşlara güvendim ve onlar tarafından hayal kırıklığına uğratıldım; ve kadınlara güvendim hayal kırıklığına uğramadım.
Kendini benim aracılığımla ifade edden, bir doğa gücü olan gerçektir. Ben sadece bir kanalım. Pek çok durumda sizin gözünüzde uğursuz biri olacağımı görebiliyorum. Örneğin, yaşam sizi yapay bir tavır almaya itmiş olsaydı, o zaman bana dayanamazdınız, çünkü ben doğal bir varlığım. Varlığım sayesinde kristalleşiyorum; ben bir mayayım, Yapay bir usulde yaşayan insanların bilinçsizliği beni bir tehlike olarak algılıyor. Hakkımdaki her şey onları rahatsız ediyor
Bozgundan geriye kalan, yüzükoyun toprağa kapaklanmış yaralı bir ata benziyordum; tenim çamur, ter ve kanla kaplıydı, göğsüm acıyla inip kalkarken, birinin bütün acılarımı dindirmesini bekliyordum.
İnsan, acı çekme sorunuyla baş etmek zorundadır. Doğulu insan, ıstıraptan kurtulmak ister. Batılı insan, acıyı ilaçlarla bastırmaya çalışır. Ancak acıların üstesinden gelinmesi gerekir ve bunu yapmanın tek yolu, ona katlanmaktır.
Bollingen’in sessizliğinde, seksen yıla yaklaşan deneyimimle kendimi gözlemliyorum ve kendime verebileceğim açık bir cevap bulamadığımı itiraf etmeliyim. Kendimden her zaman olduğu kadar şüphe duyuyorum ve kendimden ne kadar şüphe duyarsam o kadar kesin bir şey söylemeye çalışıyorum. Kişi, kendine aşina oldukça sanki daha da yabancılaşıyor!