Niye Yalnızsın?
“Yarım elma gönül alma " dedim Sevgimi dağıttım hiç değmeyenlere Şimdi diyorlar ki “ niye yalnızsın?" İmkansızı istedim hepsi beni sever sandım Eksik kalsın sevginiz yalnızlık benim tek arkadaşım Çok geç de olsa bunu anladım.... Haziran
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Takvimler 2 Haziran 1963'ü gösterdiğinde, Yani 61 yıl önce bugün, gece yarısına yakın Nazım Hikmet ile Vera, her pazar günü yaptıkları gibi klasik türk kahvelerini içerler karşılıklı. Nazım o gün biraz durgundur, Vera'ya: “Kalk Veracığım, kalk da parka gidelim, Kestane ağaçlarının altında otururuz. Baştan aşağı çiçek
Reklam
Yarim Haziran
Sadece kimsesiz gemilerle miskin kedileri barındıran ıssız bir sahil kasabasında yakaladığınız bir geniş zamanda, geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman arasında gidip gelirken en çok ne gelirdi aklınıza?... Burada gündoğumu var, günbatımı var, balık vakti var, ama saat yok... Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasında yırtık, aralıklarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay... ‘Sana samanyolu uzattım’ dedi ve bütün gökkubbeyi toprağıne indirmiş gibi mağrur, oynadığı koltuğumun başucunda... Ayla yıkanmanın sürdüğüm bir süre sonra ... penceremi değiştirip onu aldım. Dolunay, samanyolundan ışıklarla eteklerinde; ‘Haydi’ diyordu penceremin gösterdiği; ‘Haydi... ebedi baharın ülkesine...’ Lakin dolunaya inat; bitkin ve naçar ki hayat... kopamadığım akşam kaldığın, dünyevi kederlerden... Açıp penceremi, salıverdim dolunayım, Cahit Külebi’den bir şiir fısıldayarak kulağına: ‘Bir gün geleceğim / alıp şu başlangıcım / bir gün geleceğim / belki de Haziran / bulunabilir naaşımı / belki de Haziran...’ Haziran, bir ozanın naaşını kaldırırken, dolunay samanyolu boyunca efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaşır. Bakakaldım... Ne gözüm alabildim, ne göze alabildim…
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kumların Kadını
Herkese Merhaba Bugün sizlere
Kobo Abe
Kobo Abe
kaleminden
Kumların Kadını
Kumların Kadını
kitabının yorumu ile geldim Haziran ayının ilk kitabıyla buradayım. 1962 yılı basımlı 174 sayfalık Japon edebiyatından harika bir kitap Kumların Kadını, Japon edebiyatıyla tanışma kitabım oldu. ○1955 Ağustos'u bir öğleden sonrasında, başında gri kepi, omzunda asılı büyük bir tahta
Kumların Kadını
Kumların KadınıKobo Abe · Monokl Yayınları · 20172,125 okunma
95 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar. Haziran ayı hepimiz için sağlık, mutluluk, huzur getirsin. Yeni bir okuma serisine yeni ayın yeni gününde başladık. O halde başlayalım. Puşkin okur musunuz? Öyküleri ve oyunlarını beğeniyor musunuz? Yıllar var ki Puşkin okumadık. Şimdi hem güzel bir tiyatro ile başladık hem de içinde 4 farklı oyunu olduğu
Mozart ve Salieri
Mozart ve SalieriAleksandr Puşkin · De Yayınevi · 1987214 okunma
Sokaktan adamlar geçiyordu. Alınlarında belki de geçen hafta batmış bir güneşten arta kalan yarım aydınlık... Ve çevrelerini saran akşam sisine doğru yok olan sahipsiz gövdeler. Bir sahipleri olması gerekmez miydi ama? Bu kadar acının bir sahibi olmalıydı hiç değilse... Çünkü yürürlerken bir yerlerinde, bir kemik sızlıyor gibiydi.
Reklam
Cumartesi Günleri Sohbetleri: Devlet gazetesinin bürosunun olduğu KÜBİTEM'in sohbet bakımindan en canlı olduğu zaman cumartesi günü öğleden sonralarıydı. O yıllarda cumartesi günleri yarım gün mesai yapılırdı. Okulundan çıkan öğretim üyesi, öğretmen, öğrenci ile bürokratlar KÜBİTEM’e uğrarlar ve birer sohbet halkası oluştururlardı. Bunlar:
“1977 Haziran ayında İstanbul’da bir sermaye partisi olan CHP işçi ve emekçi oyların çok büyük bir bölümünü toplar; tüm eksikliklerine rağmen sosyalizm adına seçime giren bir parti ancak beş bin oy alırken, 1977 Mayıs ayında Taksim Alanı’nda yarım milyona yakın işçi ve emekçinin toplanmış olması fazla anlamlı değildir. Sadece güzel bir gösteridir.” YALÇIN KÜÇÜK
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.