Acı...acıma...acımasız...
Aşk tenzili rütbedir, bir kadın çıkar karşına, yıllarca sabrederek keşfettiğin galaksindeki tüm yıldızları bir bir söküverir o nazik ve narin elleriyle, sen sadece bakakalırsın o ellere. Ve bir şiir gelir aklına; " ...ellerinden belli olur bir kadın denizin dibinde geziyor gibi"... Her rütbede biraz daha küçülür, ufalır, erirsin. Unutursun tüm bildiklerini. Dinlersin dudaklarindaki ahengi. Ve bir şarkı tutturursun, hiç dinlemediğin, biraz arabesk, bayağı arabesk, yok yok bildiğin arabesk bu "...ellerin kadınısın seni sevemem..." Kalbin konuşur, dilin susar; senin yanında zaman kartalın keşfi kadar keskin, av'ın kaçışı kadar hızlı. Okursun gözlerindeki merhameti sonra üzülürsün tabi. Ve tabi kitaplar hiç okumadığın, sırf o okuyor diye. Her kitapta okursun onu harf harf satır satir. Nedir bu bana uğrayan böyle zamansız, şair yolu yarılamışken. Ve şarkılar hiç dinlemediğin. Ve kitaplar hiç okumadığın. Ve şiir ahhhh ahh.. "Bağışla" "Ya zamanından çok erken gelirim Dünyaya geldiğim gibi Ya zamanından çok geç Seni bu yaşta sevdiğim gibi"(ErRayn)
166 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
SEVMEDİM. Söze neden 10 üzerinden 1 puanı uygun gördüğümle başlamak, sanırım en iyisi olacak. Bu puan, yazarın tabi ki yeteneğine değil, çünkü bu zaten komik olur. Bu puan, bu kitabın bana ne kadar hitap ettiğine verildi, yani hiç ETMEDİ. Beni rahatsız eden hususları sonlara doğru değinmek üzere bir kenara itip, kalan konularla ilgili birkaç
Sonsuzluğa Nokta
Sonsuzluğa NoktaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20171,716 okunma
Reklam
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"-Görünmez mürekkep yapacak Jem, ben de o mürekkeple Dill'e mektup yazacağım. Bunun ne faydası olduğunu sordu Francis. -E ama benden aldığı mektup boş çıkınca yüzünün ne hâl alacağını düşünemiyor musun? Onu deli edeceğim." En sevdiğim kitapların başında gelen Bülbülü Öldürmek kitabından bir alıntı... Görünmez mürekkeple yazılmış bir
Sevgiliye
SevgiliyeKenan Kalecikli · Minima Yayıncılık · 200468 okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kaybeden delikanlıların romanı… Kaybedenleri en iyi resimleyen, pardon sanırım betimleyen demeliydim. Veya anlatan, her ne ise işte. İşinin iyilerinden olan Emrah Serbes, son romanını ”Müptezeller” adıyla yayımladı. Diğer kitapları gibi bu da İletişim Yayınları altında çıktı piyasaya. Çıkışının akabinde İzmir’de düzenlenecekti imza günü,
Müptezeller
MüptezellerEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20167,6bin okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Yanlış bir devirde doğmuş bir kadınım ben, hiçbir şey düzeltmez bunu. Gelecekte de hatırlanacak mıyım bilmiyorum. Şayet hatirlanirsam mağdur bir kadın olarak değil, cesur adımlar atmış ve ödemesi gereken bedeli korkmadan Ödemiş biri olarak görülmek istiyorum." ~ 'Mata Hari' ~ Mata Hari kadar özgür ruhlu olmak isterdim. Veyahutta onun kadar özgür ruhluyum ama bunu işleve dökmediğim için bir anlamı yok. Hikayesiyle resmen bir başkaldırı, bir anlatı, bir özgünlük gördüm onun hayatında. Bana vay be dedirtti. Bir kadın olarak, bir kadın olan bana cesaret verdi yaşamaya dair. Bu kitaptan sonra hayata karşı daha güçlü duracağım. Hayallerinin peşinde koşmak nedir bir kadın için? Kitapta bunun cevabını gördüm. Biyografik bir roman olsa dahi kesinlikle kuru tekdüze bir anlatımı yok. Son derece akıcı, insanı merakta bırakıp okuyucuyu elinde tutan bir kitap. Okunmasını tavsiye ederim. Son sayfayı okuyupta kitabın kapağını kapattığım vakit zihnime uçuşan tek düşünce şuydu, birinin daha hayatı, ben daha doğmamış iken hiç edilmiş. Arabesk olduğunu bilmekle birlikte, şunu demeden edemiyorum: hayat sen cidden adaletsizsin. "Adaletin yerinde küfür vardı, doğruluğun yerinde daha da fazla küfür vardı. Ama Tanrı hepsini yargılayacak, adil olanı da küfür edeni de, Tanrı her ikisini de yargılayacak; çünkü her amaç gerçekleşmek için vakit ister."
Casus
CasusPaulo Coelho · Can Yayınları · 20165,7bin okunma
Nitelikli okur vs Kahraman Tazeoğlu okuru
Kahraman Tazeoğlu gibi yazarların çok okunduğunu, hatta bu site gündeminde üst sıralarda olduğunu öğrenince şaşırmadım elbet. Biliyorum ki her zaman ve her dönemde popülist yazarlar okurlarımız tarafından daha fazla rağbet görmüştür. Çünkü ne yazık ki bu ülkede nitelikli okur sayısı az, niteliksiz okurun sayısı çok. Peki nedir nitelikli ve niteliksiz okur. Bunu biraz açayım. Nitelikli okur; bilgili, donanımlı, kültürlü okurdur. Okuduğu metni çözümleyebilen, hangi amaçla okuduğunu bilen okurdur nitelikli okur. Niteliksiz okur ise; Kahraman Tazeoğlu gibi; insanların yüzeysel ve arabesk duygularına seslenen, basit, vıcık vıcık duygusallık kokan ve saçma sapan benzetmeler, ironiler barındıran yazarları tercih eder. Çünkü bu tür okur duygusal patlama ve haz yaşamak için, kendini yazılanlarla özdeşleştirip karşı cinse yapılan "ben çok iyiydim, sen kötüydün" tadındaki mantıksız iğnelemelerle rahatlatır. Kısacası sorgulamayan, düşünmeyen, ne için okuduğunu bilmeyen okurdur. Nitelikli okur olmak için araştırmak, seçici olmak, ne için okuduğunu bilmek lazım. O zaman okuduklarımızın bize ve çevremize faydası olur, ancak o zaman ilerleyebiliriz. Her zaman söylüyorum, kitaplar bize bir şey katmıyorsa çok okumanın bir anlamı yok. Herkese iyi okumalar.
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
Uzak İhtimal ve Yozgat Blues, her iki filmi de beğenmiştim. Yönetmen hakkında biraz bilgim vardı. Filmlerde gezinen hüznün kaynağının senaryodan kaynaklandığını elbette biliyordum. Her iki filmde de yoğun bir tevazu vardı. Hatta Uzak İhtimal bittiğinde, içimi yoğun bir Amor Fati duygusunun kapladığını hissetmiştim. Kitap incelerken nedir bu
Kekeme Çocuklar Korosu
Kekeme Çocuklar KorosuTarık Tufan · Profil Yayınları · 20196,6bin okunma
Ben İspanya’yı 3-F ile yönettim” diyor Franco. İspanya Kralı Franco’nun “3-F” formülü ile iktidarını, uzun yıllar koruduğu söylenir. Nedir “3-F” ? “Fado – Fiesta – Futbol” *Portekiz Kralı Salazar’ın da “3-F”si var. “Futbol olmasaydı ben Portekiz’i bu kadar uzun yönetemezdim” sözü de Salazar’a ait. Salazar, yüz bin kişilik beşik yapılmasını istemiş ve sonuçta bugün Barcelona futbol takımının maçlarını oynadığı Barnebau stadı yapılmıştır. Nedir Salazar’ın “3-F”si? “Femini – Fiesta – Futbol” Terimlerin tanımlarına bakıldığında; “FADO”nun ucuz tüketilen müzik (pop, arabesk, vb), “FİESTA”nın şenlik veya eğlence, “FUTBOL”un ayakla oynanan top oyunu, “FEMİNİ”nin ise kadın demek olduğunu görebiliriz. Bu sihirli “3-F” formülleri ile Franco “otuz yıl”, Salazar ise “kırk yıl” iktidarda kalmıştır. (alıntı)
Hiçbir Semtte Hiçbir semtte berberin olmadı, 1954-1980 yılları arasında, 26 yılda 28 ev değiştirdin; Leke kuşağı nasıl bilmez seni! Arabesk nedir diye düşünmüştünüz: Şebboy sesli bir cümbüş, eza içinde; Eşitlik midir komedya, içtenlik mi, Erdem diye benimsenmesi mi fırsatsızlığın? Yürütüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Sayfa 255Kitabı okudu
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.