bir ruh karıştı kalabalığa, kaba ve yalnız
her adımında et damlıyordu uzuvlarından.
sokağın köşesindeki köpekler, toplandılar ve
dans etmeye başladılar -baştan çıkarılmış şekilde.
dizginleri ellerine alınca, düşündüler:
"hepimize yetecek mi bu yumuşak yemekler"
ruh ilerledi, ilerledi ve durdu.
"gelin" dedi, "sizi vahşi kemirgenler."
ve ilerledi köpekler, kırmızının üstüne.
kırmızı yakaladı hepsini ve aldı ellerine:
"sadece kafam karıştı kafam karıştı kafam karıştı"
dediler ve müziğin sesini kestiler.
sonra ben geldim, her şeyi gördüm, hem de her şeyi.
sanrılar çirkindir, dedim. bunlar sanırım gerçekti
çünkü her şey, haddinden fazla güzeldi.
topladım kırmızıyı ve köpekleri,
bir salıncağa koydum hepsini
sonra gökyüzüne saldım
ve güzel saçmaladım