Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
O arada kendime bir soru sormama izin verin: Hangisi daha iyi? Arzuya teslim olmak, tutkuyu dinlemek, acı veren hiçbir çaba göstermemek hiç mücadele etmemek ipekten tuzağın içine gömülüvermek, onu örten çiçeklerin üzerinde uyuyakalıvermek mi; güney ikliminde uyanmak, bir yazlık villanın lüksleri arasında, Fransa'da, Bay Rochester'in metresi olarak yaşamak, zamanımın yarısını onun aşkından aklımı kaybetmiş bir halde geçirmek mi? Çünkü, o, evet, bir süre için beni gerçekten sevecektir. O beni sevdi, bir daha hiç kimse beni öyle sevmeyecek. Bir daha asla güzellik, gençlik ve zarafete gösterilen o tatlı saygıyı tadamayacağım çünkü bir daha kimse bende bu özellikleri görmeyecek. O benden hoşlanıyor ve benimle gurur duyuyordu. Onun dışında hiç kimse benimle ilgili bir daha böyle bir şey hissetmeyecek. Ama ben nerelerde geziniyorum, ne söylüyorum ve hepsinden öte ne hissediyorum? Hangisi daha iyi, diye soruyorum, Marsilya'da bir aptalın cennetinde köle olarak bir saatliğine aldatıcı bir mutluluğun ateşiyle tutuşmak ve ardından pişmanlık ve utançla acı gözyaşları dökmek mi, yoksa İngiltere'nin sağlıklı kalbinde, meltemlerin estiği bir dağ kuytusunda özgür ve dürüst bir köy öğretmeni olmak mı?
Sayfa 526
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Reklam
O zaman, arada küçük kişisel sığınaklarımızda soluklansak da, âlemde tek çatısız, tek acısız kalmayıncaya dek elbirliğiyle harç karmadıkça, hiçbirimizin hakiki huzuru bulamayacağımızı iliklerimde hissediyorum. Doğrusu dünya nam şu sefil değirmenin böyle taşıma suyla dönebilmesine şaşıyorum. Yine de oturduğum yerden söylenmekten iyidir deyip ummanda zerre de olsa bir ucundan tutmaya çalışıyorum. Beterin beteriyle avunmak için yapmıyorum bunu fakat başkalarının derdine azıcık derman olabildiğimi görmek şahsi karanlığımı da seyreltiyor.Çünkü tutmak tutunmaktır da aym zamanda. Demek insan sırf kendi postunu kurtarmaya çalıştığında kurtulmuş sayılmıyor yangından çıkarken birini daha elinden tutup dışarı çekebiliyorsan küle dönmüyorsun ancak Yoksa yanık et kokusuna bulanmış halde, kılına zarar gelmeden yaşasan ne? Böyle düşününce belki de en başından beri esas ihtiyacım ev bulmak değil, ev olmaktı diyorum. İçimdekilere ve dışımdakilere. Belki de yine yanılıyorum. Önemi yok. Yanılıyorsam bir daha deneyebilirim. Sonra gerekirse bir daha, bir daha. Hiçbir şey dünyanın sonu değil. Dünyanın tek sonu, ondan ve içindekilerden vazgeçmek. Yani ben artık Finisterra'ya değil, yürümeye inanıyorum.
Senin durumunla ilgili daha iyi haberler alabilsem keşke! O akşam çok canlı görünüyordun, hatta yanakların al aldı ve hiç bozulmayacakmış gibiydin. Seni ilk gördüğümde senden hoşlanıp hoşlanmadığımı soruyorsun. Zaten yazmadım mı bunu sana? Daha ilk anda çok dikkatimi çektin ve anlaşılmaz bir biçimde kayıtsızdın ve bu nedenle de benim için
“Peki, dostum. Şimdi dinle beni. Seninle bir anlaşma yapacağım. Şu arabalardan birini bir saatliğine sürersen, ödeşiriz.” “Peki, ama Sağlık Müdürlüğü’nden rapor filan getirmem gerekmiyor mu? Demek istediğim; tırnaklarımın altında insan sağlığı için son derece zararlı bir şey bulunabilir. Bu arada, seyyar satıcıları hep böyle mi bulursun? İşe alma biçimin çağdaş yöntemlerle pek bağdaşmıyor. Kendimi sarhoş edilerek gemiye tayfa yazdırılmış biri gibi hissediyorum. Yanında çalışanların işine nasıl son verdiğini sormaya korkuyorum.”
depresyonunuzun temelini oluşturan 10 bilişsel çarpıtma ı. Hep ya da Hiç Düşüncesi Hep ya da hiç düşüncesi, mükemmeli­yetçiliğin temelini oluşturur. Herhangi bir yanlış ya da hatadan korkar­sınız; çünkü, o zaman kendinizi başarısız, beceriksiz, yetersiz ve de­ğersiz hissedersiniz. Olayları bu şekilde değerlendirmek gerçek dışıdır; çünkü hayat
Reklam
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
_Vatanınız, anneniz gibidir. Her kim vatanınızı aşağılıyorsa, hem size, hem annenize hem de atalarınıza düşmandır ve o her kim olursa olsun çekinmeden suratına bir yumruk indirin ve o kansızlarla mücadele edin. _Oyun başlasın! _Tek millet, tek devlet, tek lider, büyük Almanya. _Gelecek ya bizim olacak ya da ortada gelecek diye bir şey
_Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı, yüz karası bir dalkavuklukla, kralın desteğini kazanmaktır. _Sizin ilkelerinizin tam karşıtlarıyla yetişmiş insanlar karşısındasınız. Bütün düşündüklerinin saçma ve haksız olduğunu yüzlerine vurursanız elbet dinlemezler sizi. Dikine değil, yanlamasına gideceksiniz. Doğruyu yerinde ve ustalıkla
_Kızımı dar kıçından zımbaladıktan ve içinde patladıktan sonra yatakta yatan babamın yanına uzandım. Onun yaşlı bedenini okşamaya başladım. Kalan son nefesiyle bile babafingoma vurmaya çalışıyordu. Yavaşça arkasını çevirip içine, küçük yaşlı deliğinden içeri girdim. Onu skmeye başladığımda zevkten ne hale geldiğimi düşünebilirsin. İşte o sırada
Reklam
_Çok defa hem kendimden hem de her şeyden bıkmış bir haldeyim. _Aşık olan körleşir ve evlendikten 8 gün sonra gözleri açılıp gerçekle yüzleşir. _Espri, ince zekalıları ve avanakları ortaya çıkarır. _Dürüstlük, en mükemmel politikadır. _Ahlak bir şahsiyet meselesidir. Kişinin kusurlu olduğunu fark edebilmesi için ahlaklı olması şarttır. _Doğada
Hissettiğin Şeylerin Hiç Geçmeyeceğini Sanmak
"Bugün hayatla baş edemiyor gibi hissediyorum öyleyse yarin da böyle hissedeceğim ve çabalamanın bir anlamı yok." Bu zihinsel virüse sahip birisi için başına gelen olayların etkisi hiç geçmeyecek gibidir. Özellikle karamsar yapıda ve ruhsal açıdan dayanıksız hisseden kişiler, hayat şartlarının o an için yaşattığı zorluğu hayata genelleyebilir. Evet, insan kısa süreli olarak çok yoğun acılar yaşayabiliyor. İçinde bulunduğumuz dünyada dayanılması gerçekten çok güç olan acılar mevcut. Hissettiğin acı, acının ortaya çıkış anından itibaren geçen zamanla birlikte azalmaya başlar. Ama bu azalma doğrusal bir azalma değildir. Diyelim ki başlangıç anında hissettiğin acı 100 üzerinde 96. Acının azalması genelde şu şekilde olur: ilk başta 96'dan 85'e düşer, sonra 90'a çıkar, sonra 73'e düşer ardından 82'ye yükselir. Aslında iyileşmeye devam ederken arada geriye dönüşler oluyordur ama sen hep kötü hissettiğin için, sadece yükselişleri fark edersin ve acın hiç geçmeyecek gibi gelir. Fakat her şeye alışırsın.
Sayfa 125 - Sahı KitapKitabı okudu
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Kabullenerek güçlenmek için yaşam dersleri. . Kendini bilmek neyden yaptığını bile bilmek. . Kendi temel benliğini tamamen ihmal eden kişilerde de depresyon kaygı bozukluğu boşluk hissi ve bazen bedensel şikayetleri olarak ortaya çıkacaktır şunu söylemem gerekir Bu tür kendine yardım kitaplarını okuyan insanlar genelde sosyal benliğine öne alıp
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.