“Hürriyet insana insanlık vekarını kaybetmemek için lazım gelen şeylerin hepsini birden ve bir arada vermezse, ona hürriyet denilemez. Hürriyet, lügat kitaplarında boy gösteren ve tarif edilen bir kelime olmamalıdır. Eğer hürriyet hayatın ihtiyaçları ile tezat halindeyse, eğer sizi en meşru ihtiyaçlarınızın kölesi yapmıyorsa, bilakis etrafınızdaki kimselerle tam bir ahenk içinde yaşamanızı mümkün kılıyorsa, o zaman size mutluluk getirir.”
Herkese merhaba
#heraybirsuatdervis okuyordum, 2 aydır okumamışım hiç söylemiyorsunuz
Bugün, Suat Derviş’in Ankara Mahpusu kitabıyla geldim.
Kahramanımız Vasfi, tıp fakültesinde okumakta, babası rahmetli olduğundan annesi ile iki kişilik mütevazi bir hayat sürmektedir. Aynı mahalleye yeni taşınan Zeynep'e görür görmez aşık olur. Ancak, Zeynep ne sevgilisi olur, ne de Vasfi’ye mavi boncuk dağıtmaktan vazgeçer. Vasfi’nin gittikçe daha fazla tutkuyla bağlandığı Zeynep, Vasfi'nin zengin amcası ile evlenince Vasfinin hayatı rayından çıkar. Öyle ki bu, Zeynep için katil olmaya kadar varır. Artık Vasfi'nin önünde hapishanede geçireceği uzun yıllar vardır. İşlediği suç nedeniyle aldığı cezayı çekip sonunda özgürlüğüne kavuşur kavuşmasına da artık onu dışarıda ne anacığı bekler, ne okulu, ne de cebinde parası vardır. Bu kez de önüne geçemediği sıkıntıların, çaresiz bir hayatın mahpusu yakasını bırakmayacaktır.
‘Allah iyilerle karşılaştırsın’ diye dua eder annem hep. Ben de şimdi evladıma aynı duayı ediyorum. Kitapta iyilerle karşılaşamayan bir hayatın bedelini okudum ve çok içim yandı.
Suat Derviş yine şaşırtmadı; tavsiye eder, keyifli okumalar dilerim.