MASLEHAT - DÎDEN - İ ARAK BÂ - MEY (RAKI & ŞARAP)
Didi evvel, arak ki: Ey mey - i nâb, Kılma neş'e hayâlî ile şitâb. Şahsen, hasme çâker itme özün! Bir kulunla berâber itme özün Sûret - i hâline nazar kılma! Büyüdüb anı mu' teber kılma! Düşme sevdâsına tegâfül kıl, Niçe gün sabr ilen tehammül kıl! O, senün kadr ü şevketün ne bilür ? Öz özinden çürür, erir, ezilür.
Sayfa 48 - ARAK (RAKI), MEY (ŞARAP)·Kitabı okudu
Gece Namazının Fazileti
Esmâ binti Yezîd radıyallâhü anhâ, Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti: “İnsanlar, kıyamet gününde geniş bir düzlükte haşrolunurlar. Sonra bir münâdî, onlara şöyle nidâ eder: ‘Geceleri, yanları yataklarından uzaklaş(arak namaza kalk)anlar nerede?’ Onlar ayağa kalkarlar -ki pek az kimselerdir- hesaba çekilmeksizin doğrudan Cennet’e giderler. Sonra diğer insanların hesaba çekilmeleri emrolunur.”
Reklam
Gece Namazının Fazileti
Esmâ binti Yezîd radıyallâhü anhâ, Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti: “İnsanlar, kıyamet gününde geniş bir düzlükte haşrolunurlar. Sonra bir münâdî, onlara şöyle nidâ eder: ‘Geceleri, yanları yataklarından uzaklaş(arak namaza kalk)anlar nerede?’ Onlar ayağa kalkarlar -ki pek az kimselerdir- hesaba çekilmeksizin doğrudan Cennet’e giderler. Sonra diğer insanların hesaba çekilmeleri emrolunur.”
Odamda yalnız kalabildiğim zaman bok suratlılara, çıkarcılara, yalakalara, yani y.arak gibi insanlara nasıl da farkında olmadan insancıl ve görmezden gelerek davrandığımı anımsayabiliyorum. Oto pilota bağladığım için gün içinde tiksinemiyorum onlardan. Yalnız kalabildiğimde konuştukları şeyleri yüzlerinden pislik akarken tekrar geçiriyorum aklımdan, her bi skimi beyinlerinden geçiriyorlar, insancıl tek bir hamleleri yok. Acıyorum aynı zamanda onlara, hatta belki üzülüyorum da bu piç kurularına leş zihinleriyle daha çok uzun zaman geçirmek zorunda oldukları için.
Ziya Gökalp:
"Ne kadar Türk aileleri biliyoruz ki Şam'da, Halep'te, Beyrut'ta tevattun ederek arak Suriyeli Arap olmuşlar, Türkçeyi, Türkiyeyi unutmuşlardır, Şimdi biz bu kabil Türklere ne salâhiyetle Türk diyebiliriz. Dilimden anlamaz, gönlümden anlamaz, sürur ve kederimden mütehassis ve müteessir olmaz, müşterek cidal ve faaliyetlere karşı gayr-i hassas. Böyle olunca tabiatıyla bunlar da Türk değildirler."
Sayfa 111 - Kitapmatik Yayınları·Kitabı okudu
Reklam
313 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.