1965 yılında Hindistan (Hayradabad)’daki Osmaniye Üniversitesi Yeni Felsefe Kürsüsü profesörü Abdu’l-Bari en-Nedvi tarafından kaleme alınan bu eser; kendisinin hocası olan Şeyh Eşref Ali et-Tehanevi’nin Tasavvuf ve Din hakkındaki düşünce ve fikirlerinden oluşmaktadır..
Kitabın orijinaldili Urduca’dır, daha sonra Arapça’ya çevrilmiş ve son olarak da Mustafa Ateş tarafından Arapça’dan Türkçe’ye çevrililip biz okurların beğenisine sunulmuştur..
Bu kitap “Sofinin mezhebi yoktur, o dini kayıtlarla bağlanamaz” gibi batıl sözlerin ve fasit hükümlerin tamamen karşısındadır.. Eserin müdafaa ettiği, daha açığı seyr’ü süluk yolunda ileri sürdüğü yenileştirme fikri, Kitap (Kur’an-ı Kerim) ve Sünnet gibi ki sağlam esasa dayanan İslami tasavvufun, birtakım ruhi ve nefsani infialler olmayıp, tamamen ef’al ve harekat olduğu hususudur..
Tasavvuf hakkındaki yanlış bilgiler ve düşünülenlerden kurtulabilmek maksadıyla okunmasını öneriyorum..
Okuyunuz efendim..!
Urduca: Farsça, Arapça ve Türkçe gibi dillerin karışımı olan Pakistan ve Hindistan'ın resmî dili.
Fasit: Kötü, bozuk, fesat çıkaran.
Sofi: Tasavvufta ''sufi'' şeklinde geçen bu kelime, dünya nimetlerinden vazgeçen, Allah aşkıyla yanıp tutuşan ve ahiret için yaşayan kimse demektir.
Seyr’ü Süluk: Tasavvuf yolculuğu veya manevi yolculuk anlamına gelir.
İnfial: Herhangi bir şeyden ruhsal olarak etkilenme.
Ef’al: Arapçada fiiller, yapılan işler anlamlarına gelmekte.