ما دمت لم تضرب بلا عنق السوى، في قصر إلا الله لست بواصل.. "İllâ Allah" sarayında masivânın boynuna, "Lâ" kılıcıyla vurmadıkça Allâh'a kavuşamazsın.
52. Mektûb
Öteden beri Millet'in kendine özgü İslam anlayışıyla hemhal olduğundan geldiği yerlerde esas İslam'a dair bilgilerinin az olmasından utandı. Mısır'dayken kendisinden günde beş vakit cemaat namazına katılması bekleniyordu, ama o bir tanıdığına Arapça bilmediğini ve "namazı da ancak kabataslak bildiğini" itiraf etmişti.
Sayfa 166 - ithakiKitabı okuyor
Reklam
Doktor, Tabip ve Atasagun
Doktor; öğreten demek. Akademide bir unvan olarak kullanılması da bu yüzden. Latince docere sözcüğünden gelen doktor, sonradan hekimler için de kullanılmış Arapçadan gelen hekim ise bilge, filozof demek. Tabip de Arapça ve tıp ilmiyle uğraşanlara deniyor. Türklerde ise atasagun vardı. Atasagun hem bilen hem de saygın kişiydi. İnsanların bedeni kadar ruhunu da iyileştirirdi. Bir de otacı var. İsimler değişse de görevler hep aynıydı: Yaraları sarmak.
Sayfa 23 - İzdiham Dergisi - Erhan İdizKitabı okudu
Zavallı
İnsan zavallıdır, yani zeval bulandır. Zeval; eksilmek tükenmek demektir. Eskiler, Arapça zeval kelimesine ek getirerek bunu zeval-lı (zavallı) yapmıştır. Aldığı her nefeste eksildiği için insana da zavallı denir. Yani tükenen, eksilen.
Sayfa 23 - İzdiham Dergisi - Erhan İdizKitabı okudu
Cezayirli sanatçı Yunis Zemmuri’nin Arapça kaligrafi ve heykelleri birleştirdiği ve sansürü eleştirdiği çalışmaları.
Türkiye'ye ihraç edilen laikliği Şerif Mardin'den özetleyecek olursa şudur: "1930'larda Türk milliyetçiliği baştan sona laikti. [...] Lâtin âlfabesinin kabulü, dilin Arapça ve Farsça sözcüklerden arındırılması. Türk kültüründe odağın İslâmiyet'ten uzaklaştırma girişiminin bir diğer yüzüydü. [...] Jön-Türk. ihtilâli, mesleki öğrenim görmüş olan bu entelijansiyanın yeni yönetimini meşrulaştırdı. Laik siyasî görüşe sahip bu yeni elitin üstünlüğü 1950'ye kadar sürdü. [...] Laiklik Türkiye' de dinin resmî bir müessese hâlinden çıkarılmasından öte bir anlam taşıyordu. [...] Türkiye'deki olumsuz laiklik düşkünlüğü, din araştırmalarını önemli ölçüde fakirleştirdi. [...] Cumhuriyetin sembolizmi kök salamayacak kadar yüzeyseldi ve estetik zenginliklerden yoksundu. [...] Laikliğin devam etmesinin sebebini. Kemalist ilkelerden destek alan periyodik askerî müdahalelerde aramamak gerekir. Çok daha önemli olan etken, laik sistemin yarattığı yeni bazı statülerdir. [...] Hâkim, Savcı, avukat. profesör ve yöneticiler. Laik Türk aydınlarını kültürü. Batıdan kaynaklanan yapıtaşlarından oluşmuştur... Bunun en iyi örnekleri de akademik personel, diploma gerektiren meslekler ve bürokrasi içinde bulunur."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.