Herhangi bir konuyu ele alırken, onun temelinden başlamak, yani bir “mesele” olup olmadığını araştırmak ve etraflıca sorgulamak, Râzî’nin en önemli yaklaşımıdır107. Bu şekilde temellendirilen bilginin, evrensellik içeren ve farklı zaman ve mekânlar bağlamında değişmeyen bir niteliğe sahip yönlerinin çıkarılması gayreti de önem verilen diğer bir husustur108.Muhtemelen, modern bilimlerin birbirinden ayrılmasından önceki en belirgin durum, bir düşünürün tek bir alandan ziyade birçok alanda kendisini
yetiştirmiş olmasıdır. Bu durumun en önemli ve başarılı örneklerini İslâm Düşüncesi içerisinde bulmamız mümkündür.
----------------
107 Bkz. Tahsin Görgün, “Tarih ve Toplum Araştırmalarında Bir Yöntem Kaynağı Olarak Klasik Metafizik: Fahreddin er-Râzî Ekolü ve İbn Haldun”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, Sayı:17, 2007, s. 54-55; Altaş, “İbn Sînâ Felsefesi ve Eşʻariyye Kelâmı Arasında Fahreddin er-Râzî’nin Felsefesi”, s. 141-142.
108 Bkz. Altaş, “İbn Sînâ Felsefesi ve Eşʻariyye Kelâmı Arasında Fahreddin er-Râzî’nin Felsefesi”, s. 143.
Hüsnü Aydeniz'in ''FAHREDDİN RÂZÎ’YE GÖRE DİNİNANLAŞILMASINDA AKLIN VE AKLÎ İLİMLERİN ROLÜ'' adlı makalesinden