Mutlu olmak herkesçe güzeldir ama üzülmek de çok güzeldir. Ağlamak çok, çok özeldir. Ağlayanlara kocaman sarılın. Bazen kendi hallerine bırakın. Ne kadar yaş, o kadar mutluluk demektir. Üzülün, üzülmeniz gereken her şeye. Ölçüsüyle her şeyi hissedin. Şaşırın. Çirkin de olsa 'ufak' sürprizlere maruz kalın. Öfkelenin; etrafı yıkmadan, kimseyi üzmeden, kırıp dökmeden öfkelenin. Mutlu olun. En çok mutlu olun. Gülün. Bırakın yüzünüz kırışsın, yaşlanın güldükçe. Gülümseyin, yeri gelsin kahkaha bile atın. Hissetmek gerçekten güzeldir. Hep yapmamız gerekenleri mi sayalım peki? Hayır. En kötüsü ne biliyor musunuz? Hissetmemek. Bir ölene üzülememek, bir ilişkinin bitişini izlemek, dünyanın yok oluşunu izlemek, yeni alınmış bir hediyeye mutlu olamamak, saksınızda yeni açmış çiçeğe çığlıklarla kutlama yapmamak, birinin ellerine dokunduğunuzda kalbinizdeki minik kıpırtıyı hissedememek. Hissetmemek değil, hissedememek. Ne olursa olsun, hislerinizi kaybetmeyin. Mutluluğa çok anı sığar, depresyon ve üzüntü bir şekilde biter; yenilir, öfke geçer, her hissin sonu gelebilir elbet. Biraz sevgiyle her duygudan keyif alabilirsiniz. Hissizlik hep orda kalır. Hissedin; korkmadan, çekinmeden, tutkuyla hissedin. Kaybetmeyin. Hissetmek yaşamak demektir. Kendiniz için, sevdikleriniz için ve artık hissedemeyenler için bol bol hissedin.