tek kelimeyle bayıldım aslında galiba ben jojo moyes'a hayran oldum olayları aktarışı,anlatımda ki içtenlik beni hem duygulandırıyor hem de okuma sırasında cok memnun ediyor.bu sefer kitabın belli bir kısmının savaş yıllarını aktarması da ayrı bir keyif vermiş ayrıca günümüzle geçmişi o kadar güzel bir şekilde bağlamış ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Yazarın üslubu işte bu kitabıyla tanıdık geldi. Paris'te Balayı kitabından daha merak uyandırıcıydı. Sayfaları büyük bir iştah ve heyecanla çevirdiğimi hatırlıyorum. Çok duygusaldı. Çaresizliklerle dolu bir romandı. Fakat yazar okuyucuya aynı zamanda umudu da hissettirmeyi çok iyi başarmış bu kitabıyla. Bence alıp okuyun. Okumaya değecek bir roman.
Ardında Bıraktığın Kadın'ın öncülü olan bu 100 sayfalık kitapta yazar asıl romanına bir nevi girizgah yapmıştır. Bir solukta okuduğum bu girizgahta romanda detaylı anlatılacak 2 çift okuyucuyla tanıştırılmaktadır. Dediğim gibi zaten bir çırpıda okunacak bu kitabın ardından romanı okumak için hiç zaman kaybetmeyeceksiniz.
Paris'te BalayıJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 20141,897 okunma
Bu kitap ile Jojo Moyes'un şu anda Türkiye'de yayınlanmış olan tüm kitaplarını okumuş bulunmaktayım ve yazar kesinlikle popüler olanlar arasında favorilerimden bir tanesi. Gayet sürükleyici ve başarılı bir hikaye ve akıcı bir anlatım. Yazar, iki farklı hayat ve şimdiki zaman ile geçmiş arasındaki gelgitlerle okuyucunun ilgisini sürekli ayakta tutmayı başarıyor. Tavsiyemdir; özellikle romantik sevenler pişman olmayacaksınız!
Moyes şaşırtmadı beni elbette. Sarah Jio kitaplarının tadını aldım biraz. Geçmişle günümüzü birbirine harmanlayarak anlatmış. Son 150 sayfayı kitabı elimden bırakmadan okudum. Sürükledi mi evet; güzel miydi kesinlikle... :)
Kitabın arka kapağında 'Ardında Bıraktığın Kadın' kitabı ile tanışmak için küçük bir başlangıç yazdığı için almıştım. Paris'te farklı yıllarda geçen aşk hikayelerinin anlatıldığı bir kitap. Sanırım ortalama iki saatte bitecek kadar az sayfa sayısına sahip.
Paris'te BalayıJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 20141,897 okunma
Jojo mayes in dilimize çevirilen tüm kitaplarını okudum. Bence harika bir yazar.Başladığım kitabı elimden bırakamıyor ve boş bulduğum ufak anlarda bile okuyorum
"...en önemlisi hala çok korktuğu o anlardan kendini kurtarmış olurdu; uyanır uyanmaz yaşadığı kaybı anımsadığı, düşüncelerinin zehirli simsiyah bir bulutun içine girdiği savunmasız anlardı bunlar."
aslında romantik kitapları okumayı pek tercih etmem ama jojo moyes bu aşkları dış dünyayla öyle bir nefis ilişkilendiriyor ki en fazla üç içerisinde göz açıp kapayana kadar kitabı bitirmiş buluyorum kendimi ve o kadar harika bir üslubu var ki elinden de bıraktırmıyor kitabı bize... bu harika kadın beni habersiz olduğum bir türle tanıştırdı ve yepyeni lezzetler tattırdı iyiki varsın jojo moyes ...
1. Dünya savaşı sırasında Fransa da yaşayan Sophie'nin hikayesi oldukça etkiliydi ama Liv'in hikayesini pek sevemedim. Sadece Sophie yi anlatsa daha iyi olurmuş.
Bir insan annesini kaybettiğinde onu olduğundan çok daha kusursuz bir insan gibi hatırlıyor, akılda hep öpücükler, sevgi sözleri ve şefkatli kucaklamalar kalıyordu.
"...Sana kahve getirmeyi ne kadar özlediğimi biliyor musun? Saçını taramanı izlemeyi... Masanın karşı tarafında kahkahalar atışını ve o mutluluğun benden kaynaklandığını bilmeyi ne kadar özlediğimi biliyor musun? Biraz avunmak, neden burada olduğumu kendime anımsatmak için bu anıları düşünüyorum. Benim için hayatta kal. Ben senin için kalıyorum."