Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Son defa bakıyorum gibi seyrediyorum bu ağacı. Bu gökyüzü benim. Ama tam da bu noktadan son defa izliyorum kara bulutları. Çimen kokusunu hissediyorum. Hemen yanında durduğum gül çimeninin kokusu da karışıyor bu kokuya. Bulak sesi. Arı vızıltıları. Yanımdan geçen, kovanına giden her arının kanat çırpışlarının sesi ürpertiyor beni. Son defa gibi...
Haziran Ayı Hikaye Etkinliği
"Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiçbir zaman eşit değildirler." Gerçeği bilenler mi,yoksa onu sevenler mi? Eşit Çocukluğundaki günlerini düşününce içine sıkıntı çökerdi. Sıcak öğle sonraları,ipe dizilmiş çamaşırlarının kurtulduğu bomboş sessiz sokaklar,dilleri dışarda bitkin dolaşan köpekler,sinek ve arı vızıltıları... Uyumak
Reklam
Keşke bu sesleri duyabilsek sürekli..
Akşam yavaşça yanaşmaktaydı adaya. Pırıl pırıl acayip kuşların sesi, arı vızıltıları, hatta dört köşe kayalardaki yuvalarına dönen martıların çığlıkları bile daha az duyulur olmuştu...
Pırıl pırıl acayip kuşların sesi, arı viziltilari, hatta dört köşe kayalarda ki yuvalarına dönen martıların çığlıkları bile daha az duyulur olmuştu.
Akşam yavaşça yanaşmaktaydı adaya.Pırıl pırıl acayip kuşların sesi,arı vızıltıları, hatta dört köşe kayalardaki yuvalarına dönen martıların çığlıkları bile daha az duyulur olmuştu.Millerce uzaklarda sığ kayalıklara çarpan derindeniz, damarlarda akan kandan daha hafif bir sesle hışırdıyordu"
Sayfa 64 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Okulla ilgili işlerde çok geri kalmıştım, yazılacak çok fazla ödev vardı, sınavlar da yaklaşıyordu ama yine de gençtim ben, çimler yemyeşildi, havada arı vızıltıları vardı ve ölümün kıyısından daha yeni dönmüştüm, güneşe ve havaya geri dönmüştüm. Artık özgürdüm; kaybettiğimi sandığım hayatım, tarifsiz bir değer ve tat kazanmış bir halde önümde uzanıyordu.
Reklam
Okulla ilgili işlerde çok geri kalmıştım, yazılacak çok fazla ödev vardı, sınavlar da yaklaşıyordu ama yinede gençtim ben, çimenler yemyeşildi, havada arı vızıltıları vardı ve ölümün kıyısından daha yeni dönmüştüm, güneşe ve havaya geri dönmüştüm. Artık özgürüm; kaybettiğimi sandığım hayatım, tarifsiz bir değer ve tat kazanmış bir halde önümde uzanıyordu.
Ne kızılçamları okşayan ılık yaz meltemleri ne yosunlu taşlara çarparak ahenkli sesler çıkaran suyun şırıltısı ne o güneşli günde uçuşan kelebekler ne de havayı dolduran arı vızıltıları huzur veriyordu.
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Arı vızıltıları..
Amazonların yeşil yaprakları içinde o karanlığın yüreğine doğru yapacağınız yolculuğa hazır mısınız? Yamyamların kollarındaki beyaz parlak boyaları gözünüzü ciddi şekilde alacaktır. Arı vızıltısı gibi havada uçuşan okların sizi rahatsız etmemesi için elinden geleni yapmış Conrad ama nafile o oklar öyle bir saplanıyor ki ağaçların dallarına mıhlanıp kalıyorsunuz. Kurtulmak için oku çıkartmak imkansız oku önce kırmanız gerekiyor. Derin bir yalnızlık içeren bu kitabı oldukça sevdim. Yarısına kadar oldukça zorlasa da sonradan kitap öyle bir açılıyor ki sanki ormanın gizli kapılarını bulmuş gibi oluyorsunuz. Geminin güvertesinden ormanın o derin yalnızlığına bakarken kirli gri sis gözlerinizi kör ediyor. Conrad'ın Kongo'daki uzun nehirlerde yaptığı kaptanlık maceralarını kitaba dönüştürmesi elbette bir sürpriz değildi ancak esas önemli olan bu kadar yoğun gizem içeren bir kitap yazması o kadar iyi destek gördü ki, Conrad yoluna emin adımlarla devam etti. Yazarın geriye dönük olayları yazması bazen zorlanmanıza sebep olabilir. Altı çizilecek kelimelerin ikinci bölümde çok fazla olduğunu rahatça söyleyebilirim. Kitapta belli bir yere geldiğinizde kitabı santim santim okumak gerektiğini anlıyorsunuz. Kaçırdığınız bir sözcük sizi kitaptan koparabiliyor. Ama dediğim gibi yarısından sonra gizem biraz daha kendini göstermiş. Mr. Krutz'un ve hacıların kapalı dünyası sizi rahatsız edecektir. Son söz: Arı vızıltıları çok yakında...
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · Can Yayınları · 20114,191 okunma
Tek başıma uzun yürüyüşlere çıkıyor, Kuzey Hampden'a geçip oradan Battenkill Nehri'ne kadar iniyordum. Kuzey Hampden'daki, yaşlı bir ana oğul olan sahiplerinin 1950'lerde yazılmış çok ünlü ve neredeyse bütün antolojilerde yer alan korku hikâyesine ilham kaynağı olduğu söylenen şu küçük köy bakkalına gidip bir şişe şarap almaya, sonra nehrin kıyısına inip bu şarabı sona kadar içmeye, ardından da gün boyu o ışıl ışıl parlayan altın sarısı sokaklarda sarhoş sarhoş dolaşıp zaman öldürmeye bayılıyordum. Okulla ilgili işlerde çok geri kalmıştım, yazılacak çok fazla ödev vardı, sınavlar da yaklaşıyordu ama yine de gençtim ben, çimler yemyeşildi, havada arı vızıltıları vardı ve ölümün kıyısından daha yeni dönmüştüm, güneşe ve havaya geri dönmüştüm. Artık özgürdüm; kaybettiğimi sandığım hayatım, tarifsiz bir değer ve tat kazanmış bir halde önümde uzanıyordu.
Sayfa 508Kitabı okudu
Reklam
O sabah güneş, fırından yeni çıkmış sıcak bir ekmek gibi kokuyordu. Her tarafta arı ve böcek vızıltıları ve kır sessizliği vardı. Küçük rüzgarda çamaşırlar ışığın yaprakları gibi çırpınıyorlardı. Kainatla aramda yabancı hiçbir şey yoktu. Her şeye içim kendiliğinden açıktı ve kendimi her şey sanıyordum
Kalkıp yola koyulacağım şimdi ve gideceğim Innisfree'ye Başımı sokacak bir kulübe kuracağım kil ve çalı çırpıda Dokuz sıra fasulye ekeceğim orada, yanımda bir de bal kovanı, Yaşayacağım arı vızıltıları arasında bir başıma. Sonunda huzura kavuşacağım; ki huzur damla damla akar orada, Sabah sislerinden yavaşça cırcır böceğinin şarkısına karışır. Orada gece yarısı bir parıltıdır yalnızca ve öğle, erguvan bir ışıltı, Akşam ise doludur ketenkuşunun kanat çırpışıyla. Kalkıp yola koyulacağım şimdi; gece gündüz duyuyorum artık Kıyıya vuran göl suyunun kısık sesini. Yol üstünde, kirli kaldırımlarda dikilirken İşitiyorum onu kalbimin en derininde.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.