Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akşam yavaşça yanaşmaktaydı adaya.Pırıl pırıl acayip kuşların sesi,arı vızıltıları, hatta dört köşe kayalardaki yuvalarına dönen martıların çığlıkları bile daha az duyulur olmuştu.Millerce uzaklarda sığ kayalıklara çarpan derindeniz, damarlarda akan kandan daha hafif bir sesle hışırdıyordu"
Sayfa 64 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Keşke bu sesleri duyabilsek sürekli..
Akşam yavaşça yanaşmaktaydı adaya. Pırıl pırıl acayip kuşların sesi, arı vızıltıları, hatta dört köşe kayalardaki yuvalarına dönen martıların çığlıkları bile daha az duyulur olmuştu...
Reklam
Akşam yavaşça yanaşmaktaydı adaya. Pırıl pırıl acayip kuşların sesi, arı vızıltıları, hatta dört köşe kayalardaki yuvalarına dönen martıların çığlıkları bile daha az duyulur olmuştu. Millerce uzaklarda, sığ kayalıklara çarpan derin deniz, damarlarda akan kandan daha hafif bir sesle hışırdıyordu.
Kalkıp yola koyulacağım şimdi ve gideceğim Innisfree'ye Başımı sokacak bir kulübe kuracağım kil ve çalı çırpıda Dokuz sıra fasulye ekeceğim orada, yanımda bir de bal kovanı, Yaşayacağım arı vızıltıları arasında bir başıma. Sonunda huzura kavuşacağım; ki huzur damla damla akar orada, Sabah sislerinden yavaşça cırcır böceğinin şarkısına karışır. Orada gece yarısı bir parıltıdır yalnızca ve öğle, erguvan bir ışıltı, Akşam ise doludur ketenkuşunun kanat çırpışıyla. Kalkıp yola koyulacağım şimdi; gece gündüz duyuyorum artık Kıyıya vuran göl suyunun kısık sesini. Yol üstünde, kirli kaldırımlarda dikilirken İşitiyorum onu kalbimin en derininde.
Tek başıma uzun yürüyüşlere çıkıyor, Kuzey Hampden'a geçip oradan Battenkill Nehri'ne kadar iniyordum. Kuzey Hampden'daki, yaşlı bir ana oğul olan sahiplerinin 1950'lerde yazılmış çok ünlü ve neredeyse bütün antolojilerde yer alan korku hikâyesine ilham kaynağı olduğu söylenen şu küçük köy bakkalına gidip bir şişe şarap almaya, sonra nehrin kıyısına inip bu şarabı sona kadar içmeye, ardından da gün boyu o ışıl ışıl parlayan altın sarısı sokaklarda sarhoş sarhoş dolaşıp zaman öldürmeye bayılıyordum. Okulla ilgili işlerde çok geri kalmıştım, yazılacak çok fazla ödev vardı, sınavlar da yaklaşıyordu ama yine de gençtim ben, çimler yemyeşildi, havada arı vızıltıları vardı ve ölümün kıyısından daha yeni dönmüştüm, güneşe ve havaya geri dönmüştüm. Artık özgürdüm; kaybettiğimi sandığım hayatım, tarifsiz bir değer ve tat kazanmış bir halde önümde uzanıyordu.
Sayfa 508Kitabı okudu
O sabah güneş, fırından yeni çıkmış sıcak bir ekmek gibi kokuyordu. Her tarafta arı ve böcek vızıltıları ve kır sessizliği vardı. Küçük rüzgarda çamaşırlar ışığın yaprakları gibi çırpınıyorlardı. Kainatla aramda yabancı hiçbir şey yoktu. Her şeye içim kendiliğinden açıktı ve kendimi her şey sanıyordum
Reklam
Gün boyu o ışıl ışıl parlayan altın sarısı sokaklarda sarhoş sarhoş dolaşıp zaman öldürmeye bayılıyorum. Okulla ilgili işlerde çok geri kalmıştım, yazılacak çok fazla ödev vardı, sınavlar da yaklaşıyordu ama yine de gençtim ben, çimler yemyeşildi, havada arı vızıltıları vardı ve ölümün kıyısından yeni dönmüştüm, güneşe ve havaya geri dönmüştüm. Artık özgürdüm; kaybettiğimi sandığım hayatım, tarifsiz bir değer ve tat kazanmış bir halde önümde uzanıyordu.
Sayfa 508Kitabı okudu
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.