Mevlana'nın ağzından Mevlana'yı anlatan biyografik bir Sinan Yağmur romanı...Mevlana 'yı ve Mevlana' nın kendisini adadığı şeyleri, hayatı boyunca yaşadıklarını anlatan bir kitap okuyacaksınız.
Hz. Mevlana ile ilgili daha önce de birkaç eser okumuştum. Roman olarak Ahmet Ümit'in Babı Esrar ve Elif Şafak'ın Aşk
Bir şahıs rüyasında, (Hz. Süleyman'ın talebelerinden ve mûsikînin mûcidi olarak kabul edilen) Pythagoras'a şunları söylemişti: "Kalk, falan denizin sahiline git. Orada garip bir ilim tahsil edeceksin." Pythagoras, rüyanın tesirinde kalarak tarif edilen yere gitmiş, ancak orada kimseyi bulamayınca bu rüyanın zâhirî mânâsının
MEVLANA HAKKINDA YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ
Mevlana hakkında ne biliyoruz?
Önce defalarca düzeltilmesine rağmen ‘galat-ı meşhur’ haline gelen bir yanlış bilgiyle başlayalım.
“Gene gel, gene gel!
Her ne olursan ol, gene gel!
Kâfir isen de, Mecûsî isen de, putperest isen de gene gel.
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değil;
Yüz kere tövbeni
Cenâb-ı Mevlâ’dan hakkıyla korkan âlimler, ilimleri ve haşyetleri sebebiyle bizlere de asırlardır rehber olmuşlar, doğru yolu göstermişler; sözleriyle, hayatlarıyla hakikati hatırlatmışlardır. Bu yüzden onların sözlerini, menkıbelerini okumak, insanlara aktarmak büyük fazilettir.
Bu, birinin bir köşede durup keseler dolusu altın dağıtması gibidir. İnsanlara altın veya para dağıtılsa alırlar, ihtiyaçlarını giderirler. Aynı şekilde âriflerin sözleri ve menkıbeleri de dünya ve ahiret saadeti için altın kıymetindedir. Tecrübe ve hikmetle söylenmiş o sözlerin her biri bir eksiği tamamlar, bir kusuru giderir.
Bu sebeple âlimlerimiz, sâdât-ı kirâm her gün âriflerin sohbetini yapmayı, onların söz ve menkıbelerini okumayı tavsiye etmişlerdir.
Sonsuz hamd ve şükür,
"... O Rabb'inden bir nur üzere değil midir? (Zümer 39/22) âyeti hallerine yardımcı olsun diye kendisini sevenlerin sefa dolu kalplerini,
" Allah kimin gönlünü İslam'a açmışsa..." (Zümer39/22) âyetinin nurlarıyla aydınlatan ve,
" Yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parıldayacaktır" (Kıyâme 75/22) latifesiyle âşıklarının emellerine yoldaş olmak için, onların ışıl ışıl gözlerini,
"De k: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin" (Âl-i İmrân3/31) âyeti gereğince burakın nalının tozuyla sürmeleyen; kendisini anıp birleyenlerin övgü dolu dillerini, övgülerin en güzeli olan,
"Allahım! Seni layık olduğun şekilde medhü senâdan acizim. Sen kendini medhü senâ etmişsen öylesin" övgüsüyle süsleyen, esirgeyici olan Allah'a layıktır.
MISRA
BİR AN OLSUN SENİ ANMAKTAN VAZGEÇMEM.
BÖYLECE, اَذكُركُم"... SİZİ ANAYIM" (Bakara2/152) âyetinin şerefiyle onların salih amelleri artmış olur.
Ârifler sultanı
BÂYEZİD-İ BİSTAMÎ
HAYATI VE MENKIBELERİ
Düstûrü'l-Cumhûr
Ahmed b. Hüseyin b. Eş-Şeyh el-Harakânî