Nisan Yağmurları
Oldum olası yağmuru severdim. Grileşmiş gökyüzü bahar yağmurunu taşıyan bulutlarla kapkara kaplanırdı. Arada şimşek çakar ardından yüreklere korku salan gök gürültüsü gelirdi. Çocukluğumdaki nisan yağmurları korkutucu değildi yine de. Yarım saat bilemedin bir saat kadar sürer, sonra o yağmur yağmamış, o şimşek çakmamış gibi geçip giderdi. Pırıl
Meryem Suresi, 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15. Ayetler
Kâf. Hâ. Yâ. ‘Ayn. Sâd. -Bu,- Rabbinin Zekeriya kuluna rahmetinin anılmasıdır. Hani o, gizli bir sesle Rabbine şöyle seslenmişti: "Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Rabbim, senden isteklerim konusunda hiç karşılıksız kalmadım. Gerçekten ben, benden sonraki yakınlarımdan -din hususunda- endişe ediyorum. Hanımım da kısırdır. Bana katından hem bana hem de Yâkup ailesine mirasçı olabilecek bir veli -/çocuk- ver. Rabbim! Onu rızana layık eyle!” -Melekler şöyle demişti-: “Ey Zekeriya! Sana daha önce kimseye vermediğimiz -/benzeri olmayan,- ismi Yahya olan bir erkek çocuk müjdeliyoruz.” -Zekeriya,- “Rabbim! Hanımım kısır, ben de yaşlılığımın sonuna ulaşmışken nasıl benim bir oğlum olacak?” diye sormuştu. -Melek- şu cevabı vermişti: “Öyle, -ama- Rabbin ‘Bu -iş- benim için kolaydır. Sen daha önce hiçbir şey değilken seni ben yaratmıştım’ demişti.” -Zekeriya- “Rabbim! -Bu konuda- bana bir delil ver.” demişti. -Melek- “Senin delilin, sapasağlam olduğun hâlde -üç gün- üç gece insanlarla konuşamamandır.” cevabını vermişti. Sonra Zekeriya mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara “Sabah akşam tesbih edin!” diye işaret etmişti. -Yahya'ya- Ey Yahya! Kitab'a -/Tevrat’a- sımsıkı sarıl!” -demiştik- ve henüz küçük çocukken ona muhakeme gücü, katımızdan şefkat ve arınmışlık vermiştik; o da takvâlı -/sorumluluk bilincine sahip- biriydi. Ona ana babasına iyilik yapmasını -emretmiştik-; o da asi, zorba biri değildi. Doğduğu gün, öleceği gün ve sağ olarak diriltileceği gün selâm onun üzerine olsun!
Arınmışlık üzerine
Ta-Sin
Gerçeklik çok gizlidir, açıklanamaz; ona giden yollar dar; yolcunun karşısına doymaz ateşler, engin çöller çıkar. Yabancı, işte bu patikalardan geçer, Durak'larda görüp yaşadıklarını anlatır. Bunlar, kırk Durak'lardır:
1 - Yöntem (adab) 12- özgürleşme (ıtk)
2- Korku (raheb). 13- gösterme
Gerçeklik, çok gizlidir, açıklanamaz; ona giden yollar dar;
yolcunun karşısına doymaz ateşler, engin çöller çıkar. Y
abancı, işte bu patikalardan geçer, Durak'larda görüp yaşadıklarını anlatır. Bunlar, kırk Durak'lardır:
...
Son durak, arınmış ve gönlü temiz insanların ulaşabileceği Durak'tır..
//Arınmışlık Üzerine
Sayfa 23 - Yaba Yayınları/8. basımKitabı okudu
Hallac-ı Mansur'un arınmışlık üzerine 40 durağı vardır. Bu, yöntemle başlar, başlangıçla sona erer. Ve der ki:
"Son durak arınmış ve gönlü temizlerin ulaşabileceği bir duraktır."
... ruhumun üzerine bir fil basmış ve ben istediğim yere gidemiyorum. ve bu zorunlu tutsaklıkta sevmek zorundayım hayatımı, kendimi ve herkesi. insanın elinde olanı sevmekten başka bir çaresinin olamayışı,sanırım ızdırapların en erdemlisi.
Mehmet Oldubaş
Arınmışlık Kardeşliği
ARINMIŞLIK ÜZERİNE
TA-SİN
Gerçeklik, çok gizlidir, açıklanamaz; ona giden
yollar dar; yolcunun karşısına doymaz ateşler, engin
çöller çıkar. Yabancı, işte bu patikalardan geçer, Du-
raklarda görüp yaşadıklarını anlatır. Bunlar, kırk Du-
raklardır:
1— Yöntem (adab)
2— Korku (raheb)
3— Yorulma (nasab)
4— Arama (taleb)
5— Şaşırma
Sayfa 23Kitabı okudu
O kadar doğru ki
“Bazı filozoflar güzelliğin, çirkinliğin olmaması durumu olduğunu iddia eder; ama bu tanım bana yeterli gelmiyor. Bazı insanlar vardır ki huzursuzluklarının bize de bulaşmaması için onlara sırtımızı döneriz. Bu nedenle güzelliğin, çirkinliğin eksikliği değil, aynı zamanda ihtiraslardan ve insan ruhunu rahatsız edecek her şeyden arınmışlık olduğunu düşünüyorum.”
Sayfa 156Kitabı okudu
Arınmışlık üzerine
Gerçeklik, çok gizlidir, açıklanamaz; ona giden yollar dar; yolcunun karşısına doymaz ateşler, engin çöller çıkar. Yabancı, işte bu patikalardan geçer, Du raklarda görüp yaşadıklarını anlatır. Bunlar, kırk Du raklardır:
Sayfa 22 - yaba yayıncılık