Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yunanlıların filozofları bahsettiğimiz gruplara ayrılırlar. En önemlileri iki gruptur: Pythagorasçılar, Eflâtun-Aristocular. Bu gruplar felsefenin esas, ana kısmını temsil ederler.
Sayfa 100Kitabı okudu
Revolution(Devrim, devir, Döngü)
Pekiyi, nasıl oluyor da madde ilimlerinde bir tekrarlanış, bir yerinde sayış, yâni, devri bir hareket ifâde eden revolution, sosyal dünyâda bir kopuş, bir ilerleyiş, bir meçhule kanatlanış belirtiyor.. İzah edelim: Kelimeyi siyasî bir deyim olarak kullanan Yeni-Aristocular'a göre hep devri bir hareket söz konusudur. Ülkeler dâima aynı hükümet şekillerini tekrarlar. Başka bir deyişle, sitelerin zaman zaman tercih ettikleri yönetim tarzları vardır. Yâni yeni bir hükümet şekli icad edemezler. «Hükümet şekillerinden ilki, tabiî olarak kurulan monarşidir. Monarşi kırallığı doğurur. Kırallığın bozulmasından istibdat doğar. Istibdatın sona ermesi ile aristokrasi sahneye çıkar; aristokrasi umumiyetle oligarşiye inkılâb eder. Topluluk, yöneticilerin adaletsizliklerine son verince demokrasi kurulur. Demokrasinin yozlaşması oklokrasiye zemin hazırlar. İşte hükümetlerin tâkib ettiği revolution (devrî hareket) budur. Ülkeler hep aynı yoldan geçer, dâima hareket noktalarına dönerler.» Görülüyor ki râvolution'u ilk kullananlar onu devri bir hareket olarak düşünmekteydiler. Onlar için, bir kopuş, bir yenileşme söz konusu değildi.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Aristo'yu değil, Aristocular'ı, Marx'ı değil, Marx'çıları tenkit etmek lâzım.
Aristocular işinize bakın. İbrahim Bey ateş ediyor:D
... " Bütün varlıkların kaynağı olan bu ilahî irade, onlara anlam ve gaye aşılar. Varlık, Yaratıcı'nın oluş ve bozuluş âlemine çevrilmiş yüzüdür. Aristocuların hilafina, Allah, âlemi bir saat ustası gibi kurup kendi hâline bırakmamıştır. Kâinattaki düzeni sürekli kılan, Yaratıcı'nın rahmet ve inayetidir. Allah her şeyi her an yeniden yaratmakta olduğundan, bu iradenin tecellisi de süreklidir, dinamiktir ve her an terütazedir. Varlığın sırrının ihata edilemez ve tüketilemez olmasının sebebi de budur. Varlık üzerinde düşünmek, soyut kavramlar arasında dolaşmak değil; bir akıl, aşk ve kurtuluş metafiziği zemininde hareket etmektir. Zira Allah'ı gerçek mânâda bilen kişi O'nu sevmeden edemez. Allah'ın sonsuz sevgi ve merhametinin bir tezahürü olan varlık âlemi, her an O'nun varlığına şehadet eder. Düşünmek, bu şehadete katılmaktır." ...
Hristiyan dünyasına akan Arap ve Endülüs felsefesi, 1085'te Toledo'nun yakalanmasıyla başladı, Cordoba ve Bağdat'tan kitap ve taslak yığınları ortaya çıktı. Keşişler ve çevirmenler geldi. Oxfordlu Duns Scotus, İbn Rüşd'ü sahneye getirdi. Böylece Aristo, Hristiyan okuyuculara buluşmuş oldu. Paris ve Napoli'de büyük Hristiyan düşünür Thomas Aquinas onun tartışma tarzını benimsedi ve Aristo'nun bazı görüşlerine katılmazken, İbn Rüşd'ü önemli bir ilham kaynağı olarak gördü. Bu ilhamı Floransa'da Dante'ye taşıdı. Bu erken Hristiyan Aristocular papalar ve piskoposlardan İbn Rüşd ve Meymun'un halifelerden ve imamlardan gördüğü muameleyi gördüler. Tanrı'nın doğası ve insan aklının doğanın sırlarını keşfetmesi hakkında olan İslami tartışmalar burada da aynı şekilde yürüdü. Bu tartışmalar Paris, Bolonya ve Roma'daki ilk Avrupa üniversitelerinde öğretmenler ve öğrenciler arasında sürdürülüyordu.
Sayfa 221 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Aristocular Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde dönmesinin hep imkansız olduğunu iddia etmişti. Çünkü Dünya'nın kendi yörüngesinde zaten bir uydusu vardı. Ve evrenin iki ayrı rotasyon merkezi olamazdı! Her şey hem dünyanın hem de güneşin etrafında nasıl dönebilirdi ki? Oysa Galileo'nun keşfi, güneşin yörüngesinde dönen bir gezegenin, kendi yörüngesinde dönen uydulara da sahip olabileceğini tartışmasız şekilde ispatlıyordu."
Sayfa 84 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
aristocular gelse de şöyle iyi Bi tartışsak, ne diyor sizin filozof diye ://
Kadınla erkek arasındaki ilişki, köleyle efendi, zanâatkârla, akıl işi gören, barbarla Yunanlı arasındaki ilişki niteliğindedir. Kadın bitmemiş bir insandır, gelişim aşamasının henüz aşağı bir basamağında, solda ayakta durmaktadır. Erkek; yaradılıştan üstündür, kadınsa aşağıdır. Biri yönetir, öteki yönetilir. Bu ilke ister istemez, bütün insanlığa uygulanabilir. Kadının iradesi zayıftır, bu bakımdan, kişiliğinden ya da bulunduğu yerde bağımsız olma yeteneğinden yoksundur. Onun için en iyi yer sakin bir ev hayatıdır. Dış ilişkilerde erkeği tarafından yönetilirken, iç işlerinde eşsiz olabilir. Kadınlar, Eflatun'un devletindeki gibi erkekleştirilmemelidir. Tersine, ayrılıkları daha bir belirtilmelidir. Başka olan şey kadar çekici bir şey yoktur. "Erkekle kadındaki cesaret, Sokrat'ın sandığı gibi aynı değildir. Erkeğin cesareti emretmesinde, kadınınsa boyun eğmesinde biçimlenir. Şairin dediği gibi:" Susmak kadının şânındandır." s. 102~103
Sayfa 103 - İz Yayıncılık :376-İstanbul 2002Kitabı yarım bıraktı
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
İnsanın evreni anlama arayışı onu kaçınılmaz bir soruyu sormaya itmiştir: Evreni oluşturan en küçük madde nedir? Çünkü Platon’un da dediği gibi “Maddenin en küçük ögesi bilinmeden insan evreni anlayamaz.” İşte parçacık fiziğinin, yani bizleri doğruluğundan şüphe etmediğimiz şeyleri sorgular hale getiren kuantum mekaniğinin çıkış noktası bu
Parçacık Fiziği
Parçacık FiziğiSezen Sekmen · Odtü Yayınları · 200765 okunma
Reklam
"Birileri bizimle alay ediyor!"
Dinsel Aristocular, bilimsel Aristocuları boğazlarken, kuantum fizikçileri sufi tayfasıyla el ele, kol kola!
871 syf.
·
Puan vermedi
Risale-i Nur Okuma Aksiyonu
Risale-i Nur külliyatını okumaya ve anlamaya çalışırken karşılaştığım bazı tanıtıcı notları derledim. Önsöz Risale-i Nur, müşterileri aramaz; müşteriler onu aramalı, yalvarmalı.1 Kıymettar, kusursuz bir malın dükkâncısı müşterilere yalvarmaya muhtaç değil. Müşterinin aklı varsa yalvarsın.2 Müşteri olmak; Kur’an’ı anlamak istiyor muyuz?
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Rnk Neşriyat · 20135,5bin okunma
Atomcular evrenin ortaya çıkışını ve içindeki olayların evrimini tamamen tesadüflere bağlamışlardı. Aristocular ise evrenin yapı ve evriminde bir plan, bir amaç olduğu kanısındaydılar. Burada tesadüflerin yönlendirdiği olayların düzensizliği, plan ve amacın ise düzeni varsaydığı açıktır.
Sayfa 285Kitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.