339 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
1950 Nobel Edebiyat ödülüne sahip Bertrand Russell'ın, dünya siyasetinin yangın yeri olduğu bir dönemde, İkinci Dünya Savaşı başlamadan hemen önce, 1938'de yayımlanan ve iktidar konusunu ele aldığı güzide bir eser. İnsanların iktidar istekleri, eğilimleri ve tutkularının nedenleri; din, ekonomi, insani duygular gibi konularla ilişkilendirilerek
İktidar
İktidarBertrand Russell · İlya Yayınevi · 1994401 okunma
"OSMANLI DEMOKRASİSİ!.."
… Denebilir ki, sosyal meselelerde yabancılara karşı gösterdiğimiz bütün hayranlık, esas olarak kendimizi Batı usûlünde demokratlaştırmak istemekten ibaret kalıyor. Halbuki biz, kuruluş devrimizden beri en hakikî bir demokrasi usulü ile yaşamış, esasen demokrat bir milletiz. Tatbik etmek istediğimiz Batı demokrasisi ise, henüz dün denebilecek bir mâzide ortaya çıkmıştır. Bu demokrasi aristokratik uzun bir mâzi ile, eşitlik taraftarı bazı cereyanlar arasında ortaya çıkmış bir inkılâp hâlidir. Eşitlik taraftarı yeni cereyanlar, Batı cemiyetlerini bıktırmakta ve hükûmetler bunlara karşı bazı tedbirlere mecbur kalmaktadır. Osmanlı demokrasisi ise esaslı, köklü ve kesinleşmiş bir sosyal durumdur. Bu durum, bizim fiilen yaşadığımız hayat prensiplerimizin mantıkî bir neticesidir. Kökleşerek aslî bir hâl kazanmıştır ve bizim tarihî bir eserimizdir. Biz ona çözülmez asırlık bağlarla bağlıyız. Bu bağları kesmemiz bize felaket getirir.
Reklam
Şimdi kısaca yönetim biçimlerine bir bakalım; #Demokrasi; #Halk'ın dediği olur. #Monarşi; #Kral'ın dediği olur. #Oligarşi; #Zümre'lerin dediği olur. #Aristokrasi; #Soylular'ın dediği olur. #Teknorasi; #Teknokrat'ların dediği olur. #Teokrasi; #Ruhbanlar'ın dediği olur. #Plütokrasi; #Zenginler'in dediği olur. #Kapitalizm; #Para'nın dediği olur. #Komünizm; #Herkes'in dediği olur. #Şeriat; #Allah'ın dediği olur. 13 “Göklerin ve yerin egemenliği Allah’ındır.” Nur Sûresi/42.Ayet
Aristokrat ve Demokrat...
… İslâm cemiyeti, eşit derecede demokratik ve aristokratik olma ihtiyacı duymaktadır. Cemiyetin siyasî ve sosyal teşkilâtı, dengede bulunan bu iki âmilden herhangi birinin zaafa uğraması ile bozulur. Bu cemiyet, temel esaslarını teşkil eden dayanışma, eşitlik ve adalet hisleri sarsılacak olursa demokratik özelliklerini kaybeder. Yine kanuna, baştakilere, an'anelere karşı olan hürmet gevşer, manevî ve fikrî faziletler takdir görmez, ilim ve kabiliyet üstünlükleri itibardan düşerse, bu seferde aristokratik özelliklerinden mahrum kalmış olur. Bazen hem demokratik hem de aristokratik özelliklerini kaybetmesi de muhtemeldir ki, bu takdirde cemiyet tam bir çöküş hâlinde demektir...
Sayfa 171Kitabı okudu
Toplum ve Devlet
Monarşi, mutlak bir şekilde üstün, bir lider, bir kurtarıcı, yarı Tanrı olan bir insana inancı temsil eder. Aristokrasi, elit bir insanlığa ve daha yüce bir kasta inancı temsil eder. Demokrasi, büyük insanlara ve elit bir topluma inançsızlığı temsil eder: “Herkes herkese eşittir.” “Temelde hepimiz biriz ve hepimiz kendini arayan sığırlar ve avam takımıyız.”
Sayfa 474 - Say YayınlarıKitabı okudu
Halkla hükümet arasında uzaklık ne kadar artarsa, vergiler de o ölçüde ağırlaşır. Bundan ötürü halk, demokrasilerde en hafif vergi yükü altındadır; aristokraside daha ağır, monarşideyse en ağır yükü taşır. Demek, monarşi yalnız çok varlıklı uluslara, aristokrasi varlık ve büyüklükçe orta halli devletlere, demokrasi de küçük ve yoksul devletlere elverişlidir.
Reklam
478 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.