Söylesene: Hiç intihar etmeyi düşündün mü? Hiç mi? O halde okumaya yeltenme! Peki neden? Bir travma mı yaşadın? Bıçağı bileklerine geçirmeden veya soğukkanlı bir şekilde şah damarını kesmeden önce soğuğu hissettin mi? Ürpertiyi ensende alabildin mi? Yoksa bütün bunlara rağmen hayati zevkler, şaşalı geçici hevesler ve korku seni alıkoyup vaz mı
Hiçbir kitabı okuduktan sonra böylesine kötü hissettiğimi, ağlamaklı olduğumu, sinirlendiğimi, tepkisiz kaldığımı, birine sarılma ihtiyacı duyduğumu, sessiz kalabildiğimi ve aynı zamanda öylece boşluğa bağırma hissine kapıldığımı hatırlamıyorum.
Bir arkadaşlık, bu kadar samimi, sıcak ve masum olabilir mi?
Evet yazarımız bize bu bahsini
Merhaba, bugün bu kitabı biraz eleştireceğim. Katılan olur olmaz, bu yazıcaklarım bir ‘tarihçi’ olarak benim düşüncelerim.
Semerkant romanı malum çok popüler bir kitap. Ben popüler olan kitapları pek okumayı sevmiyorum, ama bu kitabı İlber Hoca tavsiye ettiği için okuma gereği duydum. Eleştirime geçmeden önce kısaca kitaptan bahsedeyim.
~
Kitap,
Arkadaşlık iki insanın birbirine günlük rapor vermesi, hayatlarının tüm detaylarını paylaşması demek değildi. İki insanın birbirine iyi gelmesi yeterliydi bana kalırsa.
Momo..
Seninle tanışmamız 9 yıl öncesine dayanıyor. Dün gibi hatırlıyorum, 11 yaşına yeni girmiştim. Babamdan hediye olarak kitap almasını isterdim hep. Babam da ismine, kırmızı punto ile yazılmış olmasına, içerisindeki resimlere bakarak Momo'nun bir çocuk kitabı olduğuna kanaat getirmiş olsa gerek, elinde Momo'yla çıkagelmişti. Ee daha küçüğüm.
Hayatımın her döneminde okuyabilecağim kitaplar arasındadır 1984. Diktatörlüğü ve iktidarın kendi çıkarları için yapabileceklerini en iyi anlatan kitaptır sanırım. George Orwell, bu kitabında ütopik bir dünya kurmuş gibi görünsede bana göre büyük öngörü sahibiymiş. Okurken sürekli olarak bu dönemle kıyasladım kitabı.
Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya yaşanan savaşlar sonucu üçe bölünmüş ülkelerdir. Ülkenin dört bir yanında posterleri olan, despot lider Big Brother' in yönettiği Okyanusya, yasaklar ve korkularla sindirilmiştir. Her evde bulunması zorunlu olan tele ekran ( bir çeşit televizyon) ile özel hayat ortadan kaldırılmıştır. Bu tele ekranlar sayesinde parti propaganda yapıyor, isyankarlara karşı nefret aşılıyor insanlara. Aynı zamanda bu ekranlar sayesinde insanların yaptığı her şey görülüp, dinleniyor. Bangır bangır eşitlikten bahseden yöneticiler ve halk arasındaki yaşam kalitesi uçurumlar kadar. Ama yozlaştırılıp, uyutulan halk bunun bilincinde dahi değil. Sistemin ( partinin) insandan önemli olduğu bir dönem yaşanıyor. Sorgulamak, düşünmek, aşık olmak, yakın arkadaşlık kurmak...sistemin istemediği ve sisteme zarar verecek her türlü duygu ve düşünce yasak. Bu duygu ve düşüncelerin yasak olduğu Okyanusya' da aksi bir durum olursa Düşünce Polisi tarafından yakalanıp, idamla ya da işkenceyle cezalandırılıyor insanlar. Sevginin olmadığı kendi anne, babasını Düşünce Polisine şikayet eden çocukların ülkesi haline gelmiştir Okyanusya. İşte insanların robotlaştırıldığı bu ruhsuz ve totaliter rejime karşı olan Winston Smith' in aşkını ve isyanını anlatan olağanüstü bir kitap.
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,5bin okunma
Kitap, ihanetin ve sadakatin bedellerini, babaların oğullarıyla ilişkilerini ve babaların çocuklar üzerindeki etkilerini göstermektedir. Sevgi, yalan, dostluk ve fedakarlıklarla dolu bir hikaye... Savaşın etkileri, güzelim toprakların yok edilişi, gaddarlıklar, ırkçılık ve insanlara yapılan zulümleri gözler önüne sermiş bir hikaye...
Ayrıca
Türkiye de yaşayan 64 milyon insana şerefsiz dediğimi söylediler , ben hiçbir halka halklara asla şerefsiz lafını kullanmadım . Avrupa da söylüyorum ben yaz da olsa kış da olsa farketmez geceleri çok üşüyorum . Sorun kalorifer sorunu değil sorun yorgansız oluşum sorunu da değil , beni üşüten tek birşey var ben vatansızlıktan üşüyorum . Umudum ve