Ne yazar! Sen sevmemişsin.. Belki doğmamışsın sen daha, serpilmemişsin daha belki dişi hormonlarıyla beslenen bir göğüs gibisin çatlamaya hazır bir pazu gibi arkası yarın'sın.. aşure yerken içinde karşılaştığım o zamana kadar hiç görmediğim farklı bir yemişsin yanımdayken tam, düşlerimdeyken belinden kırılmış, üzgün ve yarımsın..
Sayfa 86
“Dünün içinde biraz yarın vardı,yarının içinde de biraz dün…Ardı arkası gelmeyen,cümlelerin önünü kesmeyen,noktalar vardı—altlı üstlü ve de arka arkaya.Bir de kahkahalar!Bir de kahkahalar vardı,tıpkı ağıtlar gibi aynı sessizlikle biten.Sonra ölüm,ölümün de doğumun da sonunda aynı geceydi yine bekleyen.Nerede ne kadar beklediğinle,bekleyebildiğinle,alakalıydı çoğu şey.Her kalabalığın sonu ıssızlıktı mesela;her heyecanın sonu bıkkınlık,her bulutun sonu çamur,her denizin sonu kum,her taşın sonu toz,her yıldızın sonu karanlık,her doğumun sonu mezar,her mezarın sonu bahar,her baharın sonu kış,her kışın sonu binlerce kuş,solucan,kelebek,tomar tomar adı unutulmuş çiçek…”
Sayfa 388Kitabı okudu
Reklam
Arkası Yarın “Çünkü devrimci olan gençlik, uzlaşı yaşlılıktır.” Başar Başaran
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Arkası Yarın...
"Uzak (2002), İklimler (2006), Üç Maymun (2008), Bir Zamanlar Anadolu'da (2011) ve Kış Uykusu (2014) gibi uluslararası başarıların sahibi çağdaş Türkiyeli yönetmen Nuri Bilge Ceylan (İstanbul, 1959) dünya çapında, sinemaseverler kadar eleştirmenlerin de övgüsünü kazanıp, yirmi birinci yüzyılın en özgün ve provokatif sinemacılarından biri olarak kendini kabul ettirdi. Dolayısıyla bugüne kadar film ve medya araştırmacılarının, Ceylan'ın filmlerinin oldukça kendine has üslubu, havası ve tematik meselelerini keşfetme girişimlerinin görece az sayıda olması tuhaf sayılabilir. Elinizdeki kitap bu anlaşılmaz ihmali telafi etmeyi amaçlıyor."
John Maynard Keynes’ten Nefretimin Yirmi Sebebi..
Yaklaşma! Davranma yakarım! Eller yukarı! Atları çöz! Maskeni indir! Devamı var diyordun; getir bakalım devamını Arkası yarın demiştin; neydi yarından kastın? Zırlama! Gözyaşı istemiyorum İstemiyorum mızmızlık İstemiyorum salya Gözünün yaşına bakmayacağım. Allah yarattı demeyeceğim Kaç haftadır seni takip ediyorum Ne yaptığını biliyorum Babana Kızılay Pulu aldım dediğin parayla Üzerine pudra şekerini Bu işi çapaçul garsona bırakmayarak kendin ekip Su muhallebisi yiyorsun bir gün arayla Dondurmacıya Tek başına giriyorsun Sınıf arkadaşlarını ekip Öğretmen masasındaki vazo için Kopardığın sarı güller sizin bahçeden değil Mektep paydosundan akşam ezanına kadar Kösele çantanı saklayacak yerler bile bulmuşsun. Ayıp ayıp.
Reklam
Ali Ertekin, cinayeti nasıl ve nerede işlediğini polisteki ilk ifadesinde şöyle anlatmıştı: " . . . Yolumuza devam ediyorduk. Söy Iediği söz­ler bende, kendisine karşı nefret uyandırmıştı. Ele vermek istedim. Kendisini yanlış yola saptirdım, bir dereye indik." Sabahattin Ali'ye dedim ki: - Karşıda Sazara, Hediye köyleri görülüyor. O köylerinin yanında Bulgar hudut köyleri. var, fakat yorgunuz, bu geceyi burada geçirelim, yarın akşam hududu geçeriz. Razı oldu. Ateş yaktık. Geceledik. Ceketini çıkartıp yas­tık yaptı, yattı. Arkası dönüktü. Artık benim için de yapacak haşka bir şey kal­mamıştı. Kendisini bayıltıp karakola veya köyiiliere teslim edebilmek için yolda kestiğim ve elimde taşıdı­ğım sapayı kaldırarak omuzuna indirdim. Sabahat­tin Ali inleyerek yere . uzandı ve tekrar yerinden kalkınağa teşebbüs edfnce, belki beni cebinde ta­ banca varsa vurur endişesiyle bu sefer ikinci bir darbe salladım. Bu vuruşum başının sol tarafına isa­bet etti. Suratı, gözlükleri ve kulağı kan içinde idi. Arkasından aynı şiddetle bir daha vurdum, yere yıkıldı, ağzından bur n undan kanlar böşandı.
Sayfa 64 - Ant Yayınları 1968Kitabı okudu
Devrim bir kere daha ihtişamla Fransa’ya sahip olacak ve bütün dünyaya “Arkası yarın!” Diyecekti.
Bitkince didinmekte yorgun savaşçı. Bir yana bırakmak isterken masalı, Arkası yarın, dedikçe, 'Yarın işte şimdi,' Diye çığrışır kızların şen çığlıkları.
"Eski zamanlardı, tadından yenmeyecek kadar güzeldi her şey! Ve hayat, hiç bitmeyeceğini sandığımız bir çift kelimeydi: Arkası yarın!"
Reklam
Korku tekelinizde ve yalnız sizinken zamanı, yeri yurdu, tanımı yoktur onun.
Uygarlığın gerçek yüzü bu işte, kafamızdaki hınçlarımız.
Arkası Yarın - Başar Başaran
Yürümekten yorulmuyordum çünkü merakım beni her an tazeliyordu. Korkmuyor muydun be adam diyenlerinize açıkça şunu söylemeliyim ki hayır korkmuyordum.
Sayfa 5 - KAFAKitabı okudu
Yitirdiğimiz her yol için yeni bir yol vardır.
Öte yandan görmüş geçirmiş olmanın koşulu gençlik ülkesine hoşgörüyle bakabilmekti. Yaşlılığı ancak bu koşullar altında becerebilirdi.
Resim