Farklı yerlerde yaşayan üç genç kadının hikayesini anlatan novella türünde yazılmış bir kitap. Üç kadının tek ortak noktaları Oxfort Üniversitesi' nin arkeoloji bölümüne kayıt yaptırmaları ve orada arkadaş olmaları. Hayat üçünüde farklı yerlere farklı yaşayışlara savurur ve aradan geçen uzun yıllardan sonra tekrar bir araya gelirler. Üçününde kendi içlerinde sakladıkları sırları vardır ve hiç biri eskiden oldukları gibi değildir.
Ayrıca kitabın isminin anlamını çok merak etmiştim ve bunu okuyunca öğrendim. Yazarın akıcı ve sıkmayan bir dili var.
Eğer novella türünde kitaplar okumayı seviyorsanız kitaba şans verebilirsiniz.
'Şunu da artık iyice çözmüştü ki; bir çok insan her hangi bir fikre karşı oldukları için değil, zihninizde gördüğünüz rüyayı onlar göremedikleri için size itiraz ediyorlardı.'
İskender pala ile ilk tanışma kitabım neden bu kadar geç kaldım ? sanırım biraz ön yargı ile yaklastığım için şimdiye kadar okumadım kitaplarını ama Abumrabum kitabını okuduktan sonra fikrim tamamen değişti... Din felsefe tarih arkeoloji polisiye harmanlaması bir eser ile karşılaşmanın heyecanı
Hz. İbrahimi konu alan bu eser tek kelime ile muhteşemdi..
Babiller Sümerler Akatlar - gizli örgütler adını bile duymadığımız teşkilatlar .. müslümanlar hatta insanlar üzerine oynanılan yoğun oyunlar ...
Ebced hesapları ve hiyeroglif yazıların gizli sırları. Kil tabletlerin zamana meydan okuyan kabartmaları...
Hepsi bir grup insanın dünyaya hükmetme var olan tarihi silip kendi istediği kültürü ve ahlak anlayışını dikte etme çabaları öyle güzel kaleme alınmış ki elinizden bırakabileceğinizi düşünmeniz hata ...
Bir ideoloji uğruna kimliksizleştirilmiş insanların aslında ne kadar savunmasız ve acımasız olduğunu söyledi bana satırlar..
Aidiyet duygusu kazanmak adına işkencelere maruz kalan insanlar ,başka insanlar için ölüm makinesi şekline getirilmiş.
Neden dünyanın varolşundan beri Ortadoğu ve müslümanların eziyet gördüğünü aslında dünya savaşı değilde dinler savaşı olarak anılması gerektiğini tek tek anlayacaksınız okuduğunuz da... tam da ifade edemediğim onca duygu ile okudum yazarın cümlelerini.. aşırı derecede keyif aldım okurken umarim siz de benimle aynı fikirde olursunuz simdiden okuyacak arkadaşlara iyi okumalar diliyorum...
" Kitap yazmak zordur, tarih kitabı yazmak daha da zordur fakat en zoru Anadolu tarihi hakkında bir kitap yazmaktır. Çünkü Anadolu tarihi hakkında yazmak demek, insanlığın bilinen tarihinden başlayarak bugüne kadar var olmuş hemen hemen her medeniyet hakkında bilgi sahibi olmayı; arkeoloji, sanat tarihi ve dinler tarihi vb. alanlar hakkında
tarih ve arkeoloji konusunda ilgi ve sevgisi olanların okuması gerekli kitap göbeklitepe hakkında bir çok merakı olan kişiler var gerekli bilgileri bulabildim merakımı gidermek için ideal bir eser mitolojik ve ilmuniatı arkeolojik ve zengin Anadolu topraklarının gizemleri halkında güzel bir eser olmuş
Mavi kuş kasabalının tren istasyonuna ulaşımını sağlayan üstünde beyaz kuş olup maviye boyalı oldukça eski bir otobüstür. Otobüs şoförü kedisini kucağına almadan yola çıkmayan Deli Kenan zamanında en yakın arkadaşı Bilal’in kız kardeşini sevmiş duyguları öğrenilince alaya alınmanın gurur kırıklığı ile kalbini başkalarına kapatarak evlenmemiştir. Aklı biraz kıt olan bir de muavini vardır bu otobüsün.
Otobüste yolculuk yapanlar ise köy ağası, doktor, hasta bir kadın ve kocası, kasabanın öğretmeni ve eşi, turist Amerikalı John ve Elizabeth çifti, onlara eşlik eden arkeoloji öğrencisi olan Gül, bu çiftin tarihi eser kaçakçısı olduğundan şüphelenen mühendis kimlikli gizli polis olan Kemal, iki jandarma ile elleri kelepçeli bir suçlu ve otobüse kaçak olarak binip İstanbul’a gitme hayali kuran küçük Erol. Suçluyu öldürmek üzere otobüsün peşine düşen iki de adam. Hepsinin ayrı bir hikayesi ve sakladıkları büyük sırları vardır.
Dialogların sıcaklığı akıcılığı bazen güldürüyor insanı bazen hüzünlendiriyor tıpkı hayat gibi. Yazarımızın da bundan söz ediyor kitapta “Şimdi gülsün mü ağlasın mı? Hem gülsün hem ağlasın. Hayat budur işte.”
Kitabın sade ve akıcı anlatımı elinize aldığınızda sonuna kadar bırakmamanızı sağlıyor. Mustafa Kutlu'nun en sevdiğim kitaplarından biri.
Mavi KuşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201112.1k okunma
1915 yılında; Gelibolu Çanakkale Savaşı sırasında, Barbaros Hayreddin zırhlısı, İngiliz denizaltısı tarafından Gelibolu sularında, içinde taşıdığı sırlarla birlikte, boğazın karanlık sularında batırılır. 1944 yılına gelindiğinde; Türk yapımı bir yolcu uçağı, Ankara-İstanbul arasındaki gizli bir görev seferi sırasında, iki Alman savaş
Tarih, düşünemeyeceğimiz kadar sırlar doludur. Her devr-i âlemde mutlak sürede tahmin edemeyeceğimiz gizlilikler yaşanmıştır... Yüzyıllar önce Kanuni Sultan Süleyman tarafından keşfedilen gizemli olan hazineyi bulabilmek için dünya haritasıyla ünlü Piri Reis'i devlet nezdinde gizli görevlendirilir. Piri Reis ömrünün son yıllarını bu hazineyi
İstanbul'un altında gizlenmiş kadim sırları açığa çıkarmaya var mısınız? Cevabınız "Evet" ise o zaman başlayalım.
" Fırtınadan daha hızlı, yağmurdan daha ıslak, altından daha sarı..."
Acaba bilmece gibi olan bu cümle neyi sembolize ediyor? Durun, işleri biraz daha karmaşık hale getireyim.
"Mermerlerin parıltısıyla