Armut dibine düşer. İnsanların adaleti de insan pisliğine düşer.
Ağır ceza mahkemesinin salonu kilise gibiydi, ama ufukta Tanrı'nın olmadığı bir kilise. Burada yüksek, evrensel bir dava görüldüğüne inanılmasını istiyorlardı, ama söz konusu olan, bütün gün sözüm ona objektif kararlar alan ve güya hakkaniyetli cezalar veren kılık değiştirmiş insanlardı. Bunların hepsi palavraydı: Yasaların uygulanması, insanoğlunun zaafları ve hataları yüzünden tepeden tırnağa kokuşmuştu; yargılanan ağır suçların kökeninde de aynı zaaflar, aynı hatalar vardı.
Sayfa 305
Büyük döker küçük toplar; Armut dibine düşer
Reklam
Newton’un kafasına düşen elmayla Âdem’in yiyerek zehirlendiği elma aynı olmasa gerek. Ancak buna rağmen zihnimi kurcalayan şey elmanın sahip olduğu rollerin benzerliği. Newton’un başına düşen elmayı yer çekmişti. Âdem’in yediği elmaysa onu cennetten çekip çıkarmıştı. Elma, Âdem’in yeryüzüne çekilmesini sağladı. Yerçekiminin kâdim dostu elmadır. Ancak bizleri elma değil ölüm güzelleştirir; öyleyse yer çekiminin en kâdim dostu ölümdür. Ölüm, elma deseniz de çıkar gelir sizi bulur, armut deseniz de. Canın terk ettiği bedeni terk eder. Onu kolları altında saklar. Yer ölü bedenleri yer, çiğner ve yutarak da dibine çeker. Sonra dokuz asırda, toprağın kilometrelerce altında petrol ceninleri doğurur. Dünya’ya posa getirir. Ve tuhaftır ki bütün dünya bu posa için savaşır.
Yeterince sevgi almamak insana acı çektirir. Uzmanlar nörotik davranışların hatta zihinsel bozuklulukların sıklıkla sevgi eksikliğinden kaynaklandığını belirtmektedirler.
Sayfa 101Kitabı okudu
155 öğeden 171 ile 155 arasındakiler gösteriliyor.