Yenebilen meyve veren bitkiler kendi çıkarlarını düşünecek şekilde gelişmiştir. Hayvanlar meyveyi kopartır ve yerler. Meyve de tohum içerir. Hayvanlar hoplar, zıplar, koşar uçar ve en sonunda bu tohumu başka bir yere bırakır, o bitkiye yayılma ve üreme şansı verir. Armut dibine düşer, ama sadece bir hayvan onu alıp yemediği veya başka yere götürmediği sürece. Bu gastronomik bir otostoptur ve herkesin işine gelir. Aslında, olgunlaşmış meyveler kolay toplanıp hatta kendiliğinden düşerken, olgunlaşmamış meyvenin toplanmasının zor olması bu yüzdendir, bitki içindeki tohumlar gelişimini tamamlamadan meyveyi koparmanızı istemez. Doğa Ana'nın mekanında bedava yemek
yoktur.
Sayfa 77Kitabı okudu
Yüksek bir ağaca tırmanmaya başlayan bir insan, yükseldikçe daha fazla sallanmaya başlar, sallandıkça daha sıkı tutunur. Düşünüp hakkı arayan her insan da böyledir. Aradıkça daha fazla yükselir, yükseldikçe daha fazla sallanır, sallandıkça Allah'ın ipine daha sıkı tutunur. Bazıları vardır gafillik edip yanlış dala tutunur, bazıları vardır cahillik edip bir kuru yaprağı dal zanneder, bazıları vardır kıskançlık edip üstündekini aşağıya çeker, bazıları da fedakarca herkesi sırtına alıp öyle tırmanmaya çalışır. Herkes Allah'ın dini olan bu ulu ağaca mutlaka tırmanır. Kimisi sonuna varır, kimisi bir noktadan sonra düşer. Tepesine varan salimdir, dibine düşen zalim. Zalim işte bu yüzden en çok kendine zulmeder. Efendi efendi tırmanmak yerine, armut gibi dibine düştüğü için.
-Muhammet Çılgın✍️
"Farklıysan sadece kendi yaşıtların değil, anne babanın ve çocuklarının yaşıtları tarafından da dışlanırsın. Seni hiçbir zaman anlamayacaklar ve ne yaparsan yap dehşete kapılacaklar. Ama büyükbabaların herhalde seninle gurur duyar ve armut dibine düşer der, torunların da kıskançlıkla iç çekip ne acayip bir büyükannemiz varmış deyip sana benzemeye çalışırlardı."
Sayfa 542
