Bir parti ne kadar büyükse, o kadar az mutabıktır, o kadar az demokratiktir, ona oy verenlerin parti yönetimi ve parti programı üzerindeki etkileri de o kadar azdır.
Yaramaz kızım Hürrem kaybolalı iki hafta oldu.
Onu görmeden önce bir başka yavru kediyi, belki annesiyle birliktedir diye düşünerek bulunduğu yerde bırakmış fakat ertesi gün öldüğünü görmüştüm. Hürrem de iki haftalıktı tahminim. Ayak altında dolanırdı o küçücük haliyle. Aynı şeyi tekrar yaşamak istemedim ve onu sahiplendim.
İlk günler zordu.
Onları gördüğünde, dış görünüşleri hoşuna gider, konuştukları zaman da kendilerini dinletirler, sen onların sözlerine kulak verirsin. Fakat ne yüreklerinde —o gösterişli bedenlerine uygun— cesâret, ne de yaldızlı sözlerinde samîmiyet vardır! O kadar duygusuz, o kadar ruhsuzlardır ki, tıpkı duvara dayanmış kütüklere benzer onlar. Herkesi kendileri gibi hâin zannettiklerinden, herkesten ve her şeyden şüphe duyar, işittikleri her seslenişi kendi aleyhlerinde sanırlar.
... anlaşılmaz bir yazı kaleme alan yazar, içerikteki eksikliği gizlemek istiyordur; anlaşılmaz olmak, söyleyecek hiçbir şeyi olmayan için benzersiz bir korunaktır.
Epikurosçu değerlerin hüküm sürmediği bir dünyada insanoğlu mal mülk edinme işine nerede dur diyeceğini, gerçek zevklerin nasıl arttırılabileceğini bilemediği için boşuna işkence çekip duracak, bir sonuç vermeyen kaygılar duyarak hayatını tüketecek...
İnsan kültürü henüz hiç oluşmadı, küçük adam! Biz, henüz insan hayvanının korkunç sapmasını ve hastalıklı soysuzlaşmasını kavramanın daha en başındayız.