Fransızlar, Ermeniler ovadan çekilip gittiler, kurtuluş savaş bitti. Düşmana karşı savaşmış yiğitler silahlarıyla kasabalara indiler. Artık yeni bir devlet kuruluyordu. Bu yeni devletin temeline de taş onlar olacaklardı. Ovanın paylaşımına giriştiler. Bu paylaşım kimi yerlerde çok kolay, kimi yerlerde de çok zor oluyordu. Uzun bir Süre Mahmut ağa bu işlere karışmadı, seyirci kaldı. O çok şey istemiyordu,onun her şeyi vardı, dağlardaki düzen dedesi zamanından beri olduğu gibi, üstelik de gelişerek sürüp gidiyordu. Ama bu böyle sürüp gidemezdi de... Ovaya inmesi gerekti. İstediği yerden, istediği kadar toprak alabilir, çiftlik kurabilirdi. Yeni bir dünya başlıyordu. Mahmut ağa bunu sezecek, bilecek kadar okumuş, dünyayı öğrenmiş bir kişiydi. Bir sabah adamlarını çağırdı, “Atlanın,” dedi. Adamlar atlandılar. Yönleri Anavarza ovasınaydı. Yalnızyurt köyüne geldiler. Köylüler onun köylerine geldiğini duyunca, köyün alanına, cami önüne toplandılar. Ağanın onları eski köylerinden kovduğunu sanki unutmuş gitmişlerdi. Muhtar Musa sevinerek: “Buyur Ağa, in, hoşgeldin köyümüze,” diye onu sevgiyle karşıladı. Öteki atının üstünde azgın suratını biraz daha asmış hışım gibi duruyordu. “Buyur in Ağamız. Hoş geldin. Bizi ziyadesiyle sevindirdin, köyümüze gelmekle dünyayı bağışladın.” Mahmut Ağa atının üstünden azıcık eğilip: “Musa,” dedi, “bu köyü yarın boşaltacaksınız.” Buyruğu kesindi.