O eski ben değilim ve o eski ben olmayışım, dersimi layıkıyle almamın neticesi. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmasın diye sırtımı döndüğüm şeydi mazi ve mazi yalnızca döküntü bir ev gibi üzerime yıkılmayı bekledi. İçinden çıkmayı göze alamadığım bir ev. Ama artık biliyorum ki orası yalnızca bir ev; yuva değil. Çünkü bazen geleceği bir yuva addedip kapı koluna inatla asılmak gerekir.
Arkamı dönüp baktığımda yaşadığım her şey için minnettarım. Tanrının ya da kaderin ya da hareketin adına ne derseniz bütün noktalamasına şükrediyorum tüm eğrilikler pürüzsüzleştiğinde, ağrılar dindiğinde, kırıklar onarıldığında... Genelde olanın tüm yazım yanlışlarını gidermeme olanak tanıyan yollar inşa ettiği için bana, zamanında isyan ettiren fakat zamanla olması gerekiyormuş dedirten virgüller, soru işaretleri, ünlemler ve en önemlisi noktalar koyduğu için ya da yoluma, şükrediyorum.
Yıllardır benimle görüşmeyen biri için karşımdakinin beni tanınmayacağı bir ruh dinginliğine büründüm. Belli bir çember alanı içinde tırnaklarımı derinlere kazımaktan vazgeçip görüş alanımı genişleterek küçük dokunuşlar bırakmayı seçtim hayata ve başka hayatlara. Geçmişe özlem duymaktansa, gelecek uğruna heyecanlanmayı diledim. Kendime hiç benzemiyorum, ya da kendim sandığım beni terk ederek özüme ulaşıyorum. Bilmiyorum. Yalnızca huzurluyum. Değişmek güzel şey.
Zaman bunca hızlı akarken ve olgular dahi durağan değilken insanın tekerrürde olması sanki biraz kabahat gibi düşündürüyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmasın. Bunu dedirtebilen kudrete sonsuz minnetle...
Başlığa ek öyle bi içimden geldi 2 :)