Eylül artık her şeyin, her ümidin bittiğini, buna katlanmak gerektiğini anlamaktan doğan bir korku ile ağlıyor. Ne renk, ne koku.
Henüz renk ve koku bitmemiş, fakat baharın renklerinin bolluğu hissiz bir şekilde çekilmiş, tekrar geri dönmemek üzere gitmiş. Geri döner gibi görünse bile, hemen yine solup kararan hırçın, boş arzularla o kadar
I
O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı
Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı
Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş.
Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin
Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen
Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları
Yağmur ikinci adıydı akşamların
Günün yorgunluğu üzerine dökülen
Bir düş inceliğinde
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_İslamı akıl ve hoşgörü dini sayanlar kuranı mutlaka okumalı. Şeriat yalnızca bir inanç işi değil, binlerce yıllık ilkelliklerin, cinayetlerin, terörün, işkencenin kaynağıdır. Kuran Allah sözüyse kölecilik, cariyelik, küfürler, kısas-kan davası niye?
_Bir şeyin "insanlık dışı" olması, islamcının umurunda değildir. Elverir ki "islam
Sen tüm kentten daha yalnızdın, okyanus gibi yalnızlık..
Ve bana geceler yetmiyor. Günler yetmiyor. İnsan olmak yetmiyor. Sözcükler, diller yetmiyor..
Bazı günler elime bir et parçası alamıyorum, ya da o bütün bir cesedi andıran tavuklar. Kızartabiliyorum, ama yiyemiyorum…
Yaşamımın en mutlu anlarında da aynı güçle acıyı duymadım mı. Ve
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Nükte’yi anlamak oldukça güç.
_Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir.
_Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır.
_Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam.
_Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran