Yolculukların en çetini kendime olandır demiş Farabi. Mevzubahis kendine yolculuksa eğer ben lafı yine biraz uzatacağım. Bu kitabın bende uyandırdığı hisleri okurluk tarihime not düşmezsem kendi yolculuğuma haksızlık etmiş olurum.
Şimdi zamanı geri sarmak istiyorum. Antik çağa, Büyük İskender’in ve Diyojen’in devrine uzanıyorum.
Kendine
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi
Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde
Büyük dertler içinde benim ellerim
Anlamıyor musun?
Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar
Ben sevilmediğimden böyle çirkinim.
Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda...
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor...
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum...
Biraz kırgın...
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni...
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Ara sıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
Benim derdim yeter bana banane!
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem?
İnan o zaman seni hayatım boyunca AFFETMEM...
| Eskisi Kadar Özlemiyorum Seni
|