Ve "emanetleri ehline vermezseniz kıyameti bekleyiniz", "bir saat adalet bin rekat nafile namazdan daha üstündür" diyen ve bunu yaşatan sevgili Peygamberimi özledim.
Güzel san'atlar sahası, "İlim sahasından" farklı olarak orijinaliteye sübjektifliğe; üslûba ve şahsiyete önem verir.
Reklam
Bir san'atkâr şahsiyetini, bir medeniyet haysiyetini ve hayatiyetini korumak istiyorsa, kendi "estetik dehâsına" yön veren telâkkileri "mukaddes bir emanet" gibi korumasını ve kollamasını bilmelidir.
Bilindiği gibi, "ilimleri," üç kategoride incelemek mümkün olmuştur. Bunlar "pozitif ilimler" (yahut kanun koyucu ilimler), "deskriptif ilimler" (yahut tasvifi ilimler), "normatif ilimler" (yahut, kaide koyucu ilimler) olarak sayılagelmiştir.
Günümüzde "estetik" (bediiyat), müstakil bir ilim sayılmaktadır. İlim adamları, "Estetik ilmini", haklı olarak "normatif ilimlerden" sayarlar. Gerçekten de "estetik", bir ilim olarak, insanoğlunun bu konuda verdiği eserleri inceleyerek "kaide" koymaya çalışır; güzellik mefhumu hususunda insanların ulaştığı âlemşümûl normları keşfetmek ister.
Estetik, bir "ilim" olarak ne kadar başarılı olmuştur? İtiraf etmek gerekir ki, estetik, henüz ilim olma yolunda çok önemli mesafeler katetmiş değildir. O şimdilik bir "ilimden" çok, bir "sanat felsefesine", yahut bir "sanat tenkidine" veyahut bir "sanat tarihine" benzemektedir.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.