"İçimde öyle büyük fırtınalar vardı ki ne diyeceğimi bilemedim. Yaşadıklarımı birilerine anlatmak ve rahatlamak istiyordum ama yapamıyordum. Artık geçersiz bir pula, vefasız bir kula, olmayan bir yıla, değersiz bir çula, kefensiz bir sala, kırılmış bir dala, sahipsiz bir yele, kuruyan bir güle, zehirli bir dile, çıkmayan yola, yalancı bir fala satılmak istemiyordum. Biliyordum ki insanlar iyi günde dostluk adına sakladıklarını, kötü günde açık artırmaya çıkarırlardı. Bazen dostların ve arkadaşların seni satar, bazen de akrabaların bir kenara atardı. Ama herkes yüreğindeki kötülüğü karşıya satardı."