"Çünkü genceciksiniz ve gençlik sahip olunabilecek en kıymetli şeydir." "Bana hiç de öyle gelmiyor Lord Henry." dedi Dorian. "Şimdi öyle gelmez. Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı
-Mösyö Jourdaın ; size cevap vermeden önce, söyleyin bana beyefendi, siz asilzade misiniz? -İnsanların çoğu böyle bir soru karşısında tereddüt etmez beyefendi. Söz konusu kelimeyi çok kolay kullanırlar, telâffuz etmekten çekinmezler. Hatta günümüzde asalet unvanlarını çalmak âdet haline geldi. Kendi adıma, bu konuda daha hassas düşüncelere sahip olduğumu itiraf etmeliyim. Bence ne olursa olsun sahtekarlık dürüst bir insana yakışmaz. Tanrının dünyaya gelirken taşımamızı istediği ismi gizlemek, çalıntı bir isimle insanların karşısına çıkmak, olmadığımız biri gibi görünmeye çalışmak korkaklıktır. Ben saygıdeğer mevkilerde bulunmuş bir ailenin çocuğuyum şüphesiz. Altı yıl boyunca orduya hizmet etme şerefine eriştim. Bu dünyada belli bir mevkiye sahibim. Yerimde bir başkası olsa, sıfatını abartırdı, ama ben böyle bir şey yapmak istemiyorum. O yüzden size dürüstçe diyorum ki, ben bir asilzade değilim.
Reklam
Üzerine Kırım'ın inanılmaz güzelliğini hatırlatan bir manzara resmi işlenmiş fıncanımdan çay içerken, bazen gözüm dalıyor. Alupka'yı ve burayı yaptıran adamı hasretle yad ediyorum: Adı sonsuza kadar Kafkasya'yla birlikte anılacak olan Kont Mihail Vorontsov . . . Vorontsov, Güney Rusya'nın mutlak hakimi, Ge­nel Valisi ve Güney
"Genceciksiniz ve gençlik sahip olunabilecek en kıymetli şeydir." "Bana hiç de öyle gelmiyor Lord Henry." "Şimdi öyle gelmez. Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı anlarsınız. Şimdi
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
_Aklı başındalık, düşünüp-taşınıp, tartıp, tercih etmeye yönelik bir erdemdir ve bir anlamda pek çok erdemin ustasıdır. Bu bağlamda basiret ve zeka gibi yine ruhun bu kısmına ait erdemler, aklı başındalığın kalfası, ruhun diğer kısmındaki karakter erdemleri ise çırağı konumundadır. Öte yandan erdemlere yönelik doğal eğilimin söz konusu olduğu
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
Reklam
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
_Tüm zamanların bilgeleri hep aynı şeyi söylemişlerdir ve tüm zamanların budalaları da tam tersini yapmışlardır. Ve bu durum bundan sonra da sürecektir. Bu yüzden Voltaire diyor ki: "Bu dünyayı, tıpkı dünyaya geldiğimizde onu bulduğumuz gibi, aptal ve kötü bir biçimde terk edeceğiz." _Felsefede, politikada, edebiyatta ya da sanatlarda,
_Din, yaygın bir tür ruh hastalığıdır; saplantı nevrozudur, çarpıtılmış masallardır, gerçeğin inkarı sonucu oluşan toz pembe yanılsamalar sistemidir, uydurmadır, hurafedir, putperestliktir. Bu putlar ise kendi fantezilerimizdir. Dine karşı olan şeye hakikat denir. Tanrı ise abartılmış bir baba figürüdür. _Din, ırkın karakteridir _Uygarlığı
“..Gençlik sahip olunabilecek en kıymetli şeydir.” “Bana hiç de öyle gelmiyor Lord Henry.” “Şimdi öyle gelmez. Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı anlarsınız. Şimdi nereye gitseniz herkesi kendinize hayran
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 10. Basım, Çev. Didar Zeynep BatumluKitabı okudu
Reklam
Ferdi Bey - Bir iki söze müsaade eder misiniz? Bahriye Hanım - Müsaade ne demek... Herkes hürdür, dilediğini söyleyebilir. Fakat yalnız aramızda açılan şeyin bir hak ve mantık düellosu olduğunu unutmayın, bahsi kaybeden silahını aşağı indirmelidir. Ferdi Bey- Şüphesiz... Bahriye Hanım- Buyurunuz... Ferdi Bey - Bendeniz bu gibi bir yerde,
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. BasımKitabı okudu
Sana sahip olduğumu hayal etmiyorum. Neye yarar ki? Yoksa hayalimi halkın seviyesine tercüme etmiş olurum. Bir bedene sahip olmak, insanı sıradanlaştırır. Bedene sahip olmayı hayal etmekse (çok düşük bir ihtimal, ama) belki daha bile beter: Kendini sıradan biri olarak hayal etmiş olursun - bundan daha iğrenç bir şey olamaz. Mademki kısır olmak
Sayfa 416 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 345 Başlangıç metniKitabı okudu
Halk Lisanına Girmiş Arapça ve Acemce Kelimeler
Bazı mu'terizler diyorlar ki "Siz Osmanlı lisanındaki Arabi ve Farisi kelif!lelerden şikayet ediyorsunuz. Halbuki halk dilinde bu lisanlara mensup birçok kelimeler vardır." Filhakika, halkın konuşma dili de Arapçadan alınmış birçok kelimeleri muhtevidir. Fakat halkın konuşma diline almış olduğu bu kelimeler, havas sınıfından olan
Süleyman’ın üzerimde bıraktığı intibaı anlatmamı arzu edersiniz sanırım. Yılların ağırlığını hissetmeye başlamış olmasına rağmen davranışındaki asalet ve genelde dış görünüşü böyle uçsuz bucaksız bir imparatorluğun hükümdarına yakışır seviyede. Her zaman tasarruftan yana ve kendine hâkim. Hatalar yapmış olabileceği gençlik döneminde bile Türklerin gözünde suçlanmamış. İlk yıllarında dahi şaraptan uzak durmuş, Türklerin ekseriya düşkünü olduğu kötü alışkanlıklara kapılmamış. Onu en acımasızca tenkit edenler bile karısına aşırı derecede boyun eğmesinden ve sonuçta Mustafa’nın katlinden başka aleyhinde ileri sürülecek önemli bir şey bulamıyorlar. Bu zaafını da genelde karısının kullandığı aşk iksirlerine ve büyülere yüklüyorlar. Onunla meşru evlilik yaptıktan sonra kanunen hiçbir mani bulunmamasına rağmen cariyeleri olmadığına inanılıyor. Dinin ve geleneklerin katı bir muhafızı; onlara bağlılığı topraklarını genişletmek arzusundan aşağı değil.
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Burada etiketlemek isteyip de etiketlemediğim, birtakım okurlara ithaf edilmiştir
Arkadaş! dedi, sen, bu inkılâp içinde bir somnambül gibi yaşıyorsun. Evet, uykuda gezen bir adam gibisin! Yalnız kafandaki rüyaları görüyorsun. Halbuki bizim işlerimiz, sokağın mahsulüdür. Sokakta cereyan eden; kanlı, çamurlu, pis bir kavgadır. Ama sen, anladığıma göre, bir köylü aslından olmakla beraber, kendi kökünle de alâkan kesilmiştir. Ve
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.