1883 senesi yazında, sıcağın kasıp kavurduğu bir yaz gününde buz gibi biri olarak doğuyorsunuz. Prag'da Almanca konuşan bir Yahudi ailenin, 6 çocuğundan en büyüğüsünüz. İki küçük kardeşiniz bebeklik döneminde ölüyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce hayatınızı kaybediyorsunuz. Ardından üç küçük kız kardeşi toplama kamplarında ölüyor.
KARAKTER REHBERİ:
• Santiago Nasar: Cinayete kurban giden kişi
• İbrahim Nasar: Santiago Nasar’ın babası
• Angela Vicario: “Namusu kirlenen” kız
• Pablo Vicario ve Pedro Vicario: Cinayeti işleyen ikizler
• Pura Vicario: İkizlerin ve Angela’nın annesi
• Cristo Bedoya: Cerrah
• Flora Miguel: Santiago Nasar’ın nişanlısı
• Placida Linero: Santiago
Neden öneriyorum?
Gören olmuştur sitede kitap ya da film önerisi istendiğinde bu eseri öneriyorum. Peki neden? Nedir beni bu kitapta bağlayan? Öncelikle defalarca kitabını okuyup, kitabın filmini de izlemiş biri olarak bir de üstüne üstlük bu kitabı inceleyen
Her şey, bir iş görüşmesinde bana sorulan, "İngilizce biliyor musunuz?" sorusuna verdiğim "Evet" cevabı ile başladı. Bu sayede bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladım. Garip olan ise benim İngilizce bilmiyor oluşumdu. Hem güvenlik görevlisine İngilizce niye lazım olsun ki?
Ortaokul ve lisede altı yıl boyunca
Jack London' un bende bağımlılık yapan bir etkisi var.
Yoksa bir bende mi böyle oldu, bilmiyorum.
Denizcilik geçmişi olan yazarın eserlerinde de denizcilik, okura yaşatılıyor haliyle. Kitaplarında anladığım kadarıyla kendinden de bir parça koyuyor. Gerçi Martin Eden bir çeşit biyografi sayılıyorsa da bu eserimizdeki Japonya açıklarında ki fok avı
" Karı gibi gülme" derler.
" Yalanım varsa o*ospu çocuğu olayım" derler.
" Senin ben karını, ananı bacını s**rim" derler.
Sonra " Dur ben ona ne yapacağımı biliyorum, ona etek giydirip sokakta gezdireceğim" derler.
" Vay anasını satayım" derler.
Bütün bunlar yetmez "Saçı uzun aklı kısa" derler
" Kadın mutfakta aşçı, yatakta fahişesi, sokakta hanfendi olsun" derler.
" Dişi köpek kuyruk sallaması..." derler.
" Vatanını satanlar, karısını satsın" derler.
En sonunda " Cennet anaların ayakları altındadır" derler.
Çünkü onlar " Adam" değil sadece "Erkek" lerdir.
Hiç lafı dolandırmaya gerek yok.
Sistem kendi elleriyle sapık üretti ve üretmeye devam ediyor. Ne hayvana ne çocuğa ne de kadına değer verdiler.
Gurur duyacakları tek şey var oda önlerinde ki madalya niyetine sakladıkları şey. Çünkü düzen sevmeyi değil düzmeyi öğretiyor.
alıntı
....
OKU OKU GECME !!!!!
DERLERDE DERLER
Kadınların çektiği zorlukların %1 sadece
Karı gibi gülme” derler
“ Yalanım varsa o*ospu çocuğu olayım” derler
“ Senin ben karını, ananı bacını s.kerim” derler
Sonra “ Dur ben ona ne yapacağımı biliyorum, ona etek giydirip sokakta gezdireceğim” derler
“ Vay anasını satayım” derler
Bütün bunlar yetmez “Saçı uzun aklı kısa” derler
“ Kadın mutfakta aşçı, yatakta fahişesi, sokakta hanfendi olsun” derler
“ Dişi köpek kuyruk sallaması…” derler
“ Vatanını satanlar, karısını satsın” derler
En sonunda “ Cennet anaların ayakları altındadır” derler
Çünkü onlar “ Adam” değil sadece "Erkek"lerdir
Hiç lafı dolandırmaya gerek yok
Sistem kendi elleriyle sapik ürettive üretmeye devam ediyor. Ne hayvana ne çocuğa nede kadına derger verdiler .
Gurur duyacakları tek şey var o da ; önlerindeki iki madalya niyetine sakladıkları şey .
Çünkü düzen sevmeyi değil duzmeyi öğretti
1.Dinleyin.
2.Doğal Olun.
3.Pozitif Olun.
4.İyi Bir Aşçı Olun.
5.Gerçekçi Olun.
6.Çözüm Üretin.
7.Önemseyin.
8.Neşeli Olun.
Benim önceliklerim bunlar. Saygı ,sevgi ,sadakat bunları dile getirmeme gerek yok bunlar olmazsa olmaz zaten.
Merhaba arkadaşlar,
Sitemizde bazı arkadaşlarımızın yaptığı güzel bilgilendirmeler doğrultusunda, ben de ara sıra gördüğüm yazım yanlışlarına istinaden bunu sizinle paylaşmak istedim. Neticede okuyan, bilgi edinmeyi seven insanlarız. Türkçemizi güzel kullanmak adına ufak bir paylaşım da benden olsun. Ne kadar okursak okuyalım, kusursuz değiliz ve
Balonla Beş Hafta
Yazarın daha önce okuduğum kitaplarından: Denizin Altında 20 bin Fersah; denizcilerin dev dalgalarda köpek balığı tehlikesiyle uğraşmasını, Ay'a Seyehat'te; füze Ay'a gider mi? sorusunu , Dünyanın Merkezine Yolculuk'ta ise volkan bacasının yolcuları püskürtmesini ve gel gelelim yazarın son okuduğum kitabı:"Balon İle Beş
Bir kitap ne kadar aşağılayıcı olabilirse o kadar aşağılayıcı olmuş. Kimi? Kadını. Şaşırdık mı? Hayır.
Tesettürlü veya tesettürsüz dememiş, kadınları küstahça eleştirmiş.
"Tesettürlü oldu-ğunu zanneden çıplakların sayısı ise her geçen gün artmakta." -SAYFA 47-
Hadi şimdilik kadınları geçelim de 3 yaşındaki çocuktan ne istemiş onu