Kadı kelimesi arapça kaf ve dad harfleriyle meydana gelen kada yani yargılama kelimesinden türeyen yargıç demektir. Kitap genel itibariyle sadece hukuk alanındaki görev ve sorumluluklarıyla değil vakıf müfettişliği, belediye reisliği, bir noter, şehrin asayişini yürütmekle görevli zabitleri, subaşı, asesbaşı gibi görevlileri denetleyen ve onların amiri olan görevlidir. Çarşı ve esnafın kontrölünü yapan muhtesiplerde kadıya bağlı olarak çalışırdı.
Kadılar ilmiye sınıfından olup medrese eğitim ile bu göreve sahip olabilirdi.
Günlük yevmiyesi olan akçelerden görev sürelerine, görev atamalarına, ve devlet kademelerindeki yerlerine ayrı ayrı değinen bir çalışma.
Anlatımın sade ve anlaşılır olması bu ağır konu içerisinde boğılmadan ilerlemenizi sağlıyor.
Kitapta daha detaylı çalışmalara yer veren akademisyenleride belirterek bilgilendirmede Osmanlı arşivlerine yer veren istisnaları belirten güzel bir eser.
Kanuni dönemiyle gücün doruğuna ulaşan, IV. Murat döneminde kırılmalar yaşan kadılık zaman içerisinde (17.yüzyıl ile) otoritede yaşanan boşluklardan etkilenecek ve II. Mahmut dönemiyle çeki düzen verilmeye başlanacaktır.
Zamanla Roma hukukun Osmanlı'da yer almaya başlaması 1926 Medeni Kanun ile iyice şekillenecektir.
100. sayfada yer alan ilmiye teşkilatının tablosu ayrıca çok iyi olmuş. Beğendim.
Üniversitede de detaylı bir şekilde incelediğimiz kadılık alan çalışmalarında bulunan veya merak eden, hukuk okuyanlara bilgiler sağlayacaktır.
Puslu Kıtalar Atlası Kostantiniye'de Birkaç Kişi bölümü sözlük (Metin sırasına göre)
Ulema: Bilginler
Cühela: Bilgisizler, cahiller
Ehli dubara: Hilenin ve düzenbazlığın ustası
Ehli işret: İçki içme erbabı
Tarraka: Gümbürtü
Taife: Gemide türlü işlerde çalıştırılan sefer işçisi
Salimen: Sağ ve esen olarak
Vasıl olmak: Ulaşmak
Şayia: Yayılmış haber, yaygın
kulağını ver, dinle,
bak asesbaşı ne diyor:
bu mahallede bizden bir gönül eri kayboldu, diyor,
derken ansızın biri yolda izini buldu, diyor.
Belirtilerini görün işte, diyor.
Ne zamandır onu aradık, yandık yakıldık.
Ne zamandır onu arayanlar her yanda dövündüler.
Ne üst kodular, ne baş.
Aşıkların kanı hiç eskimiyor, unutulmuyor.
Aşıkların kanı nasılsa hep öyle kalıyor.
Hep öyle taze, sıcak.
Bu eski bir kan davasıdır deme sakın
Atma kulağının arkasına sen şu lafı:
Kan bir kere eskidi mi kararır, kurur ama,
aşıkların kanı durmayacak, gönüllerinden biteviye akacak.
Bu bucağa sığınan senin bakışındır.
O büyük sağrağı sunan senin nerkis gözlerin.
Sarhoşa gelen de onlar, gönüller çalan da ınlar,
adamı canevinden vuran da onlar
''...Kostantiye'nin muhtemel yangınlarını gözetlemek bahanesiyle aslında onun kente nazarını değdirerek ahşap malzemeleri tutuşturduğunu düşünen asesbaşı tarafından görevinden alınmak tehlikesine;bu yüzden maruz kaldığını söyledi''
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle