YURT VERMEYİZ DÜŞMANA Ehli İslam olan işitsin Biz sağ iken yurt vermeyiz düşmana İsterse Urus ne ki var gelsin Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana Kuşanın kılıcı geyinin donu
İslam'ın Yayılmasının Sebebi İle İlgili Bir Yorum
İslam'ın neden tutunduğu konusuyla ilgili ünlü Kur'an yorumcusu İmam Suyuti'den Tevbe suresi 49. ayeti açıklarken konumuzla ilgili şu çarpıcı örneği veriyor: Hz. Muhammed Tebük seferi hazırlığı aşamasında Müslümanlara seslenerek, "Biz bugün Rum'la savaşır, Beni Asfer kızlarına kavuşuruz" diyor. İmam Suyuti devamla, Hz. Muhammed onların kızlarının güzelliğini arkadaşlarına anlatmakla onları savaşa teşvik etmek isterdi diyor. Bunları anlatınca Müslümanlardan biri (bunu söylediği için inen ayetlere göre münafıklardan sayılıyor), ey Müslümanlar, Muhammed sizi kız-kadınla helak edecek, diyor. Suyuti buna benzer birçok hadis sunuyor. Tebük harbinde birçok kişi savaşa katılmak istemiyor; ancak Muhammed onları zorluyor. Örneğin Ced b. Kays camide otururken Muhammed geliyor. Ced ona, bırak ben savaşa gelmek istemiyorum diyor. Muhammed, sen varlıklısın, haydi hazırlan. Ola ki Asfer kızlarından (Şimdiki gibi nasıl Avrupa kızlarına sarışın deniliyorsa o zaman Rum kızlarına Beni'i Asfer deniyordu) birkaçına sahip olacaksın diyor. Adam, bırak beni, ben savaşa katılmak istemiyorum, başımı Rum kızlarıyla belaya sokma diyor. Bu gibi muhalifleri susturmak için ayet üzerine ayet iniyor (Tevbe suresinde). İşte İslam'ın en önemli yayılma nedeni bu: Cariye ve ganimetler formülüyle insanları harekete geçirmek. [24] [24] İmam Suyuti, Dürrü'l Mensur, Tevbe Suresi 49. ayetin açıklamasında, c.7/399
Reklam
Sevmeyüz dinarı biz rüy-ı benî asfer gibi Sen bizi ey dil tasavvur etme gayrılar gibi Taşlıcalı Yahya
İslam'ın Yayılmasının Sebebi İle İlgili Bir Yorum İslam'ın neden tutunduğu konusuyla ilgili ünlü Kur'an yorumcusu İmam Suyuti'den Tevbe suresi 49. ayeti açıklarken konumuzla ilgili şu çarpıcı örneği veriyor: Hz. Muhammed Tebük seferi hazırlığı aşamasında Müslümanlara seslenerek, "Biz bugün Rum'la savaşır, Beni Asfer kızlarına kavuşuruz" diyor. İmam Suyuti devamla, Hz. Muhammed onların kızlarının güzelliğini arkadaşlarına anlatmakla onları savaşa teşvik etmek isterdi diyor. Bunları anlatınca Müslümanlardan biri (bunu söylediği için inen ayetlere göre münafıklardan sayılıyor), ey Müslümanlar, Muhammed sizi kız-kadınla helak edecek, diyor. Suyuti buna benzer birçok hadis sunuyor. Tebük harbinde birçok kişi savaşa katılmak istemiyor; ancak Muhammed onları zorluyor. Örneğin Ced b. Kays camide otururken Muhammed geliyor. Ced ona, bırak ben savaşa gelmek istemiyorum diyor. Muhammed, sen varlıklısın, haydi hazırlan. Ola ki Asfer kızlarından (Şimdiki gibi nasıl Avrupa kızlarına sarışın deniliyorsa o zaman Rum kızlarına Beni'i Asfer deniyordu) birkaçına sahip olacaksın diyor. Adam, bırak beni, ben savaşa katılmak istemiyorum, başımı Rum kızlarıyla belaya sokma diyor. Bu gibi muhalifleri susturmak için ayet üzerine ayet iniyor (Tevbe suresinde). İşte İslam'ın en önemli yayılma nedeni bu: Cariye ve ganimetler formülüyle insanları harekete geçirmek. [24] [24] İmam Suyuti, Dürrü'l Mensur, Tevbe Suresi 49. ayetin açıklamasında, c.7/399
Beni Asfer
"Sevmeyüz dinârı biz rûy-ı benî asfer gibi Sen bizi ey dil tasavvur etme gayrılar gibi." Taşlıcalı Yahyâ
Sayfa 67 - Kapı Yayınları
Tecribe ittim nice kez ben hele Hiç umamam sarıdan eylik gele Böylecedir kavl-i kibâr-ı fuhûl Mazhar-ı "lâhayre fi'l-asfer"dir ol* Gözleri gök sakalı da zerddir Andan ümîd olunacak derddir
Sayfa 233 - Yümnî'nin Hâre-nâme adlı mesnevisinden
Reklam
Hz. Muhammed Tebük seferi hazırlığı aşamasında Müslümanlara seslenerek, “Biz bugün Rum'la savaşır, Beni Asfer kızlarına kavuşuruz” diyor. İmam Suyuti devamla, "Hz. Muhammed onların kızlarının güzelliğini arkadaşlarına anlatmakla onları savaşa teşvik etmek isterdi" diyor. Bunları anlatınca Müslümanlardan biri (bunu söylediği için inen ayetlere göre münafıklardan sayılıyor), ey Müslümanlar, Muhammed sizi kız-kadınla helak edecek, diyor. Suyuti buna benzer birçok hadis sunuyor.
Ali Suavi, yazılarında padişah, vezirler ve paşalar için hürmet sıfatları kullanmaz: "Hani padişaha, "mâlik-i rikâbü'l-ümem"(Milletlerin boyun eğdiği melik, hükümdar), vezir'e, "vekil-i mutlak, düstur-1 mükerrem"(Sadrazama ve vezirlere tazim makamında verilen unvan) denilir. Hani rical ve kibara, keramet buyurdunuz, azat kabul etmez köleniz, can ve başımız yolunuza kurbandır," diyen gazeteler, hani Ben-i Asfer(Sarı ırk) çıkacak İstanbul'u alacak, ahiri Şam, evveli Şam diye yazanlar? Bunlar gittikçe azaldı. Azları da Muhbir, Hürriyet ve Ulûm gaze- teleri kırdı ve kırmakta." Bu bakımdan tam bir demokrattır. Birinci Abdülhamid'e resmî yazılarda "bende" veya "kul" kelimelerinin kullanılmasını yasak ettiği için rahmet okur. "Ben anlamam ki çarşıda Apostol'un yapıp sattığı şamdan saraya alınırsa neden şemadan-ı hümayun olur? Ya Kubbealtı teşrifatı? Saçak öpme âdeti? Hani o günkü paşalar, kibarlar, cicilerini takınırlar, Kubbealtı'nda kurbanlık koyun yahut süt dökmüş kedi gibi uslu uslu dururlar." "Ya birtakım kirli, kokmuş, ayakları yalayan, o ayakların pis topraklarına yüzünü gözünü bulayanlara ne dersiniz? Nasıl yüzlerinizi tırmalamaz, dillerini burmazsınız? Öyle ya Türkçesi söylenince kabul etmem, diye inkâr ederler. Fakat Arabi veya Farisi kelimelerle "kadem-i mübareklerini bûs etmeye, hâk-i pay-i âlile- rine rûmal olmaya(mübarek ayaklarını öpmeye, ayaklarının toprağını yüzüme sürmeye) geldim", diye iğrenmeden her dem söylerler."
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.