Ashab-ı kiram, tâbiin, Ebu Hanife ve emsali binlerce müctehit...
Genç mümin, mağaraya doğru yol alırken birisinin onun gençlik ve heyecanından istifadeyle onu kullanıp kullanmadığını bilmek zorundadır. Aksi takdirde mağaraya gidiyorum derken tuzağa düşer. Ashab-ı kiram, tâbiin, Ebu Hanife ve emsali binlerce müctehit, Allah'a yürüdüklerine bütün müminlerin şahit olduğu nesiller ve insanlardır. Onların takviminde bulunmayan bir çalışma planıyla bugün Arş'a doğru yürüyüş yapılamaz. Bu marjinallik olur ve büyük konvoyun döküntülerine takılıp kalmaktır. Ümmetimiz bin dört yüz yıldır bir yürüyüşte ve bu yürüyüşte dökülenler oldu. Hariciler, Mutezile, Batınîler, İsmaililer... Dökülmüşlerden birine takılıp kalmak başka, büyük konvoyla birlikte hareket etmek başka şeydir. Bunun için diyoruz ki: Kur'an'la ve Resûlullah aleyhisselamla yürümek, ancak yürüyenlerin kitlesel akışı üzerinden gitmekle mümkündür.
Genç mümin, mağaraya doğru yol alırken birisinin onun gençlik ve heyecanından istifadeyle onu kullanıp kullanmadığını bilmek zorundadır. Aksi takdirde mağaraya gidiyorum derken tuzağa düşer. Ashab-ı kiram, tâbiin, Ebu Hanife ve emsali binlerce müçtehit, Allah'a yürüdüklerine bütün müminlerin şahit olduğu nesiller ve insanlardır. Onların takviminde bulunmayan bir çalışma planıyla bugün Arş'a doğru yürüyüş yapılamaz. Bu marjinallik olur ve büyük konvoyun döküntülerine takılıp kalmaktır.
Reklam
Genç mümin, mağaraya doğru yol alırken birisinin onun gençlik ve heyecanından istifadeyle onu kullanıp kullanmadığını bilmek zorundadır. Aksi takdirde mağaraya gidiyorum derken tuzağa düşer. Ashab-i kiram, tâbiin, Ebu Hanife ve emsali binlerce müçtehit, Allah'a yürüdüklerine bütün müminlerin şahit olduğu nesiller ve insanlardır. Onların takviminde bulunmayan bir çalışma planıyla bugün Arş'a doğru yürüyüş yapılamaz. Bu marjinallik olur ve büyük konvoyun döküntülerine takılıp kalmaktır.