Karakterler tarihte bildiğimiz isimlerdir. Nietzsche, Breuer, Salome, Freud vs. Nietzsche ümitsizlik hastalığından yakalanan ilerde üne sahip olacağını düşünen bir filozoftur. Salome adlı bir kadın Dr. Breuer ile bir iş birliği yapar ve Nietzsche bu doktora görünmek ister. Tabi bu o kadar kolay olmaz. Nietzsche asi kendi birliğini okuyan dirençli bir hastadır. Birden hasta doktor ilişkisi tersine döner.Kitap duymak istemeyeceğimiz bir çok şeyi yüzüme çarpıyor tanıtım yazısında da bundan bahsetmiş. Kitap kendisiyle ve hayattan yüzleşmekten çekinmeyenlere. Gerçekten bunu dikkate alarak okumak gerek. Bu kitabı üniversite birinci sınıfta okumam gerekiyordu ama yarım bırakmıştım ve tekrar elime aldım o zaman bu kadar anlamlı gelmemişti tabi. Şimdi hem anladım hem de keyif aldım.
Kitap psikanalizin temeli olan bilgiler içeriyor; Anna o. Vakası, hipnoz, düşler, bilinçdışı. Bunun yanı sıra Nietzsche felsefesine şahitlik yapıyoruz. Özellikle bengi dönüş. Bunu kitapta mükemmel bir şekilde anlatıyor. Yalom bunları anlatabilmek için tabiki felsefe derslerine katılmış. Sonda yazarın notu ile kurguyu ve gerçeği birbirinden ayırabiliyoruz.
Keşke Nietzsche ile Breuer tanışsaydı. Belki bu kadar acı çekmesine gerek kalmazdı.
Kitabın girişi şöyle mutlu aileler biribirine benzerler mutsuz ailelerin ise kendilerine özgü mutsuz hikayeleri vardır. Kitabın ismi Anna Karenina olmasına rağmen neden kitap içerisinde Anna çok yer kaplamaz?
Anna Karenina bir romandan ibaret değildir. Daha çok bir dönem ve devlet eleştirisidir. Kitaba verdiği bu isimle ise kitabı kamufle
152 syf.
9/10 puan verdi
Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.
Merhabalar. Öncelikle çok güzel bir kitap olduğunu peşinen söyleyeyim.
Kitaptaki baş kahramanlar çiftlikteki hayvanlar . Kitapta olay çiftlikteki hayvanların insanların kendilerini ezen ve sömüren yönetiminden çok rahatsız olması bunun üzerine hayvanların yemini verecek kimselerin yem vermeyi unutmalarıyla hayvanların başlattığı isyan ile
Daisy Miller ile Kendimizin Farkında Olmak
Kısa bir sürede okunabilir bir kitap. Kitabı okurken ( bir erkek olarak ) ana karakterin yaptıklarına sinir olmuyor değilim ;ama kendime şu soruyu soruyorum. Kitaptaki ana karakter (Kadın:Daisy Miller) ya erkek olsaydı ve onun çapkınlık ya da flört hikayelerini dinliyor olsaydık tutumum gene aynı olur muydu? Ve araya toplumsal sınıfları sokup o erkeği asi olarak tanıtarak devam etsek. Bence bambaşka bir yapıt ortaya çıkardı :)ve tutumum aynı olmazdı. Bu yüzden kitap bana bir ayna tutuyor :) Kadın ve erkek eşitliğini savunduğunu düşünüyorsun ve bu kitabı okuyup kadına sinirleniyorsun. Ne kadar da kendimle çelişen düşünceler içerisindeyim. Kitap anlatmak istediği ile ve anlattığı dil ile çok basit aynı ana karakter gibi ve bana göre kitabı güzel yapanda bu :) Bir konuyu ne kadar basit ve anlaşılır bir şekilde anlatıyorsak bence iyi bir yazar ya da anlatıcıyız demektir. Bu yüzden kitabı beğendim.
Hani coğrafya kadermiş derler ya işte bu sebeple sert coğrafyanın insanı da sert olurmuş. Bıçak gibi Keskin bir kader yakasına işli Olurmuş. Bolkar Anadolu'nun Güneyinde Akdeniz iklimini soğuktan koruyan, ipince, doğu-batı ekseninde uzayıp giden deli bir dağ silsilesi. Bağrında yetiştirdikleri de ondan eksik kalmaz Elbette.
Orta Asya steplerinden Bolkar'a, Bolkar'dan asi korsika'ya uzanan bir deli gendir anlattığımız. Kimsenin bilmediği, denizin ortasında bir dağdır korsika. Cumhuriyetçi İmparator Napolyon'un doğduğu, büyüdüğü bir deniz dağı. Hep Fransa'nın olan ama hep dışlanmış üvey evlat olan. Özgür olanlar ve her yerde her zaman Özgür kalanlar için yazıldı bu kitap. Mutlaka okuyun.
Halimizin izahı diyebilirim..
O kadar net çekinmeden nefsimizin ayıplarını yüzümüze tokat gibi çalmış.Ama yanında manevi reçetesini de vermiş.E hepimizin çok bildiği ama amel etmekten ısrarla yüz cevirdigimiz şeyler.
Kur'an ve sünnete ittiba..
Ondan gayrı ne varsa olabildiğince uzaklaşmak.
Şerefli ve izzetli olarak yaratıldığımız halde nasılda nefsimizin isteklerine boyun eğip fıtratımızı hoyratlaştırabiliyoruz.
Pes doğrusu..
Biz ne kadar asi olsakda o hep verdi verecek.
Aslımıza yani Onun ruhundan üflediği bizler asıl safiyetimize döneriz umarım..
