Ben yalnızca, Humphrey Van Weyden'dım; âşık olmuş bir kitap kurdu. Ve sevmek, beklemek ve aşkı kazanmak; bunlar bana yetip de artardı bile.
Sayfa 327Kitabı okudu
Aşk Acısı
Yetişkinlik hayatımda bolca aşk acısı çekmiş biri olarak Aşkın kendisine inanmıyor daha doğrusu , Nesnesinden ziyade öznesi ile alakalı bir his olduğunu biliyordum. öyle büyütülecek bir yanı yoktu yani Hepi topu ,biçki dikiş meselesi kendi ihtiyacına göre biçtiği kostümü elindeki en münasip modeli giydirmeye çalışıyor insan. Ait olmadığı bedenden sarkıyor haliyle kıyafet .paçası uysa beli oturmuyor. omuzu denk düşse kolu kısa geliyor .sonra vay efendim sen onu benim istediğim gibi giyemedin . vay seni beni yeterince sevmedin, halbuki ki terzide modele değil diktiği elbiseye bayılıyor. O elbise ki kuvvetle muhtemel başta çizilmedi bile. Mesela çocukken bir bayram sabahı, babasında gördüğüne yahut görmek istediğine benzetildi. Olsun Aşık ona öyle düşünmüyor. Hem ne yapsın yaşadığı her hataya semavi manalar yükleyecek illa.şu içi çürümüş hayata kolay mı tutunuluyor. hadi kızım ranya sen kendi söküğünü dikemeyen terzilere bakma at şu oğlana otele kahvaltıya da kalma aç yolunun tezenesi hadi göreyim seni.. yürüdükçe dünya bir renkten diğerine damlayarak bükülüyor kafamdaki fikirler şekil değiştiriyor insanların bu yola neden hayatlarıyla ilgili kararlar almak için çıktıklarını az biraz anlıyordum yol tıpkı çiğdem hanımın basit soruları gibi kendi mütevazi doğallığında akıp giderken insana yeni perspektifler armağan ediyordu bazı şeyleri ağırlaştırsa da bazılarını hafifletiyordu...
Reklam
"Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu."
Burkanın altında sadece kadınlar kaybolmuyor erkeklerin hayal gücü, belleği, imgesi de kayboluyordu. Hayatın yarısı yok.... Yarısını yitirdiği hayatı şimdi anlıyordu: Çünkü, insan, annesini bir başka anneyle hatırlar. Yüzler, anısını başka yüzlerle tazeler. Bir erkeğe kimi zaman sevgilisini düşündüren şey, yolda yürürken gördüğü bir başkasıdır. Bizi aşık eden çok eski çağrışımlarımızdır, çocukluk kadar uzakta kalmış çağrışımlarımız; şimdiki zaman içinde yaşadığımız aşkı bize hatırlatan, onu güçlendiren, yaşatan şeylerse yeni çağrışımlardır. Bu çağrışımlara neden olan başkalarıdır, başkalarının varlığıdır. Sevdiğimiz kişiyi, onu bize hatırlatan bir dünyayla birlikte severiz.
Hüsran üzerine
"Tüm aşk hikayeleri hüsran hikayeleridir. Aşık olmak varlığından haberdar olmadığımız bir hüsranın hatırlatılmasıdır."
"İnsan ateşe yaklaştıkça ısınır fakat ateşe aşık olmak mümkün değildir.!"
Sayfa 497Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.