_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim:
Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm)
Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT
Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
.
Doksan sayfalık bu metnin aşağı yukarı yüzde seksenlik bölümünün Mesnevî'nin Karaismailoğlu tercümesinden aynen alınmış olduğunu söylesem mübâlağa yapmış olmam. Aşk ve aşka dair meseleler (âşık ahlâkı, aşk yolu, aşk'ın eşyada rolü vs.) kısa açıklamalardan sonra başlık ve alt başlıklara ayrılmış, bu başlıklar altına Mesnevî'nin
Kitabın adı:Mustafa Kemal'in Romanı 2 (Çakir Mustafa)
Yazarın adı:Yılmaz Gürbüz
Okuyanın adı:Nezaket Topal
Sayfa sayısı:407
5 ciltlik serinin 2.cildinde Mustafa artık Manastır Askeri lisesinde öğrencidir tatillerde Selanik e annesini görmeye gelir.
Mustafa artık delikanlıdır kanı deli akmakta hatta kendince aşık olmaktadır hitabet gücü kuvvetlidir öğrenci arkadaşlarını toplar onlarla konuşur böyle böyle lise biter istanbul'da harp okulu günleri başlar okulda Ali Fuat'la tanışır hafta sonu tatillerinde onun evinde kalır boğazı gezerler toplantılar yaparlar konuşurlar konuşurlar böyle böyle harp okuluda bite Mustafa Kemal Selani'ğe tain beklerken Şam'a gönderilir uzun süre annesinden uzaktadır şam görevi bitip istanbula taini yapılır bir türlü selanik'te görev alamaz bu arada selanik yunanlılara geçer....
Namusluyla namussuz
Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın
Katlayıp attığında adam da devirirmiş.
Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş.
Kurşunlar girer de çıkamazlarmış
Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu
Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış.
Deli Halit Paşa’da çifte tabanca
“Namuslu” dediği sağa takılı
Düşmana
Enver Gökçe...
Siyasetin işkence ve ölüm kokan sokaklarında, bir avuç şehirlinin bir kucak dolusu köylüsüne galip geldiği zamanlarda; kokuşmuş düzene pırıl pırıl düzensizliği tercih eden şairidir.
Otobiyografisinin ve şiirlerinin yer aldığı bu kitapta Türk Edebiyatı' nın unutulmuş dehlizlerinde güzel bir yolculuğa çıkacaksınız.
O' nun
Manidar bir tesadüf ve öngörü geldi bana. Bakalim siz ne diyeceksiniz
Âşık Ali'nin 40 yıl önce yazdığı bir dörtlük;
Gürbüz der ki kölesiyim vatanın
Her taşında hakkı vardır Ata'nın
Hak'tan korkmazsanız kuldan utanın
Kara yüzlülere ak mı diyelim?
...âşık ali gürbüz, malatya'nın darende ilçesine bağlı akçatoprak köyünde dünyaya gözlerini açmıştır. sivas'ta bir kitapçı dükkanından âşık ruhsati ve serdari gibi ozanların kitapları okumuş, ruhsati'den çok etkilenmiştir.
menderes hükümeti, ozanımız ali gürbüz'ü ''bu da mı yalan'' şiiriyle 10 ay hapis, 10 bin lira para cezasına çarptırmış.
daha sonraları, ankara'nın en güçlü, halktan yana olan gazetesi, ''karagöz''de zulmü, baskıyı, adaletsizliği yeren yapıtları yayımlandı...
...
(1975)
Sayfa 47 - üç çiçek yayınevi ocak 1983 birinci basımındanKitabı okudu
Size 68’lileri anlatmalıyım:
Mahir Çayan’ın şair olduğunu bilir misiniz; “Güneşi batmayan bir ada/Ben ne şuralıyım, ne buralıyım/Adalıyım… Adalıyım.”
Eşi Gülten Çayan atletti; 400 metrede milli takım seviyesinde bir koşucuydu. Yakın arkadaşı erkekler 400 metre koşan atlet ise bugünün tanınmış gazetecisi Osman Saffet Arolat’tı.
Hüseyin Cevahir