Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
**Hislerine her zaman hakim olmaya alışmamış bir sanatkârdı. Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.**
Reklam
" Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu. ‘’
Bir sanat eseri ancak ana düşüncesinde ciddi bir toplumsal sorunu ele aldığında önem arz eder ve yararlıdır, Eğer bir eserde kölelik kanununa karşı çıkma varsa ya da yazar bayağılıklarıyla birlikte yüksek sosyeteye karşı kılıç çekmiş­se, işte o zaman bu sanat eseri önem arz eder ve yararlıdır. Kadının erkeğe aşık olduğu, erkeğin de aşkından soğuduğu romanlar ve öyküler; böylesi eserler, bana göre hiçbir önem taşımaz. Şeytan alıp götürsün böylelerini.
Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
Aşık olmaktan, hakikatten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
Sayfa 38 - Karbon YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
" Nihayet aklınızı başınıza toplamak için sizi kandırmak icap ediyordu. Siz insanlar hakikatten kaçıyorsunuz: Ancak kör olunca mutlu olabiliyorsunuz. Ah Ah .. "
" Erkek toprak ile suyun karışımıydı. O halde niçin kadın da çiyden, dumandan, ışık huzmesinden, gökkuşağından geriye kalmış parçacıklardan oluşmuş olmasındı ki ? Neyin mümkün olup olmadığını kim bilebilirdi ? "
" Siz ömrümde gördüğüm en maharetli sahtekârsınız. Aşktan söz ediyorsunuz, aşkın suretine bürünüyorsunuz ama dilinizden zehir akıyor. "
Reklam
Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
Âşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu.
İkiyüzlünün birisin sen; yalnızlığa gömülüşün özlediklerini daha taşkınlıkla tadabilmek için! Kendini etlerden, şaraptan, hamamlardan, kölelerden, şanlar şereflerden yoksun bırakıyorsun; ama hayal gücünle öyle şölenler, öyle güzel kokular, çıplak kadınlar, seni alkışlayan kalabalıklar sunuyorsun ki kendine! Kadınsız yaşıyorsun, ama herkesten daha ince, daha sinsice bir düşkünlüğün var kadınlara, dünyayı hor görmen de ona karşı beslediğin kinin güçsüzlüğünden! Senin gibilerin asık yüzlü olmaları bundan geliyor, ya da inançsızlıklarından belki. Gerçeği benimsemek sevinç verir insana. İsa dertli miydi? Dostlar alırdı çevresini gittiği yerde; zeytin ağacının gölgesinde dinlenir, madrabazın da evine girer, şarap üstüne şarap içer, günah işlemiş kadınları bağışlar, bütün dertlere deva getirirdi. Oysa senin, kendi yoksulluğundan başka hiçbir şeye acıdığın yok. Bir vicdan azabı, hırçın bir azgınlık içinde kıvranır gibisin; o kadar ki bir köpeğin okşayışına, bir çocuğun gülümsemesine tekmeyle karşılık verecek duruma gelmişsin.
"Biondetta," dedim bir gün bahçemde beraber yürüyüş yaparken, "bana onur veren düşkünlüğünüz bizi kader ortağı yaptığında, sıradan insanların asla erişemeyeceği bilgileri bana öğreteceğinizi vadetmiştiniz. İlgi alakanıza nail olamayacak kadar değersiz mi görünüyorum artık gözünüze; o tatlı ve ulvi aşkınız, karşısındakini yüceltmeye tenezzül etmiyor mu yoksa? "
Sayfa 41 - Önceki alıntılarımdan biriyle olan benzerliği sizi şaşırtabilir. Farklı kitaplar farklı yazarlar olsalar bile aynı etkiyi verdiklerini söyleyebilirim. İpucunu Tsuneko'nun yanında buldum...
"Erkek, toprak ile suyun karışımıydı. O halde niçin kadın da çiyden, dumandan, ışık huzmesinden, gökkuşağından geriye kalmış parçacıklardan oluşmuş olmasındı ki? Neyin mümkün olup olmadığını kim bilebilirdi?"
Sayfa 40 - Don Alvaro
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.