Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
“...dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu...”
“Mutluluk denen şeyi çoktan unutmuştum.”
Yoksulluk, açlık ve deliliğin sınırlarında bir adam. Çaresizlik, kimsesizlik ve yalnızlık çemberinde geziniyor. Yoksulluk, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamasını imkansızlaştırırken, insanlığını kaybetmeme, var olma mücadelesi
"Birini çok sevmenin bedeli bir daha kimseyi sevememektir."
işte bu söz ve diğer bir sürü sözleri ili beyaz geceler bu seneki favori kitabım oldu diyebilirim.
öncelikle kitaptaki hayalperest karakterimiz belkide okuduktan sonra sizin de "aynı ben" diyeceğiniz bir karakter olduğunu söyleyebilirim. dünyadan böylesine sıkılmışken, dertlerimin arasında sıkışmışken bu kitabı okumam bana iyi geldi diyebilirim. dedim ya hayalperest bi karakterimiz var diye bu karakterimiz yalnızlık çeken ve kendi içinde hayatı yaşamaya çalışan birisi ta ki bir gece tacize uğrayan Nastyenka'yı tacizcilerden kurtarır ve onunla tanışmasıyla hayatı değişen bir aşık olana kadar. Bu andan itibaren de hayatı Nastyenka oluyor. içinde ona karşı büyük bir aşk var ama ne olsa beğenirsiniz, Nastyenka başka birisini seviyor. gerisini siz tahmin edebilirsiniz diye düşünüyorum.
şimden keyifli okumalar dilerim.
Bitirdiğimde sonu itibarıyla ben de büyük bir öfke uyandıran tek kitap oldu. Bir okyanusun derin sularına dalar gibi okudukça tüyleri diken diken eden irrite edici bir özelliği var. Belki de büyük başarısı buradan geliyordur bilemiyorum. Bu kadar beğenilen, övülen, ödüller almış bir kitap olmasına rağmen kesinlikle beklentimi karşılamadı. Yeraltı
Başucu ve Baş Tacı
Kitabı kaç kere okuduğumun bilgisi yavaş yavaş siliniyor hafızamdan. Her sene bir defa ziyaret ettiğim yakın bir dostum olmaya başladı. Her ziyaretimde başka bir iz bırakıyor bende.
Conrad'ın romancılığının yanı sıra denizcilik hayatında kafasında oluşmuş Afrika kıtasını imgesel biçimde, Marlow karakteri üzerinden, çeşitli spekülasyonlara
STEPHEN KING || TOM GORDON'A AŞIK OLAN KIZ
Trisha, kardeşi Pete ve yeni boşanmış olan annesiyle geçirecekleri bir cumartesi gününü planlarken kestirme bir yolun labirentinde kaybolur.
Son sayfasına kadar devam eden korku, endişe, panik, merak, açlık, hastalık, kayboluş, çaresizlik, yalnızlık, karanlık, halisinasyon duygularının derin etkilerini muazzam betimlemelerle okuduğum bir kitaptı. King, ana karakteri nakış gibi işlemiş ve psikolojik tahlilleri başarıyla aktarmasını, bu kitapta da konuşturmuş.
Her aşama, durum ve süreçte hayalle gerçeğin sorgulamasının kaçınılmaz olduğu bir kitaptı. Asla sıkmayan atmosferi, akıcı dili, sürükleyici kurgusu, zihinde imgelenmesi kolay olan arka planıyla Tom Gordon'a Aşık Olan Kız kitabı, tam bir hayatta kalma mücadelesine eşlik ediyor.
Herkesin hayatında sevdiği, kendisine ilham kaynağı olarak seçtiği biri muhakkak vardır. İşte bu kitap, bu durumla birlikte, her benlikte bir kötülük gezer düşüncesini şüpheli gerçeklikle anlatıyor. 9 yaşındaki bir çocuk zihnini uçsuz bucaksız yolları ve karanlık bir yanı olan ormanda tanımaya hazır olun derim. Kitabın sonunda çok tatlı bir yazar notu var, okumadan geçmeyin. King'in okuyucusuna bir de uyarısı var.
"Ormanlar gerçektir. Eğer tatilinizde ormanda gezmeye çıkacaksanız, bir pusula ve güncel haritalar getirin ve yoldan ayrılmamaya dikkat edin."
Kitap bittikten sonra şu soruyu sordum kendime.. En güzel yalnızlık şiirlerini Orhan Veli mi yazmış? Evet, dersem hiçte mübalağa etmiş olmam. Hem birazcık mübalağa olsa bile, kime ne zararı var?
Çok beğendim. Çoğunluğu bana hitap eden şiirler. Ara da nadiren de olsa bazı şiirleri sevemesem de, sorun değil. Olur o kadar... Aşk, yalnızlık, kadınları ve İstanbul'u anlattığı şiirleri fevkalade güzel buldum. Şair İstanbullu. Güzel havalara bayılır. Çok aşık olur. Rakıyı çok sever. Çok genç yaşta, 36 yaşında göçmüş bu dünyadan. En sıkı dostları Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday. Ankara'da Ptt Genel Müdürlüğü'nde memurmuş vaktiyle. Ayrılmış sonra. Şiirlerinden hangisini söylesem diğerlerinin hatrı kalır. Yine de en beğendiklerimden birkaçını sıralayayım.
Anlatamıyorum, Aşk Resmi Geçidi, İçkiye Benzer Bir Şey, Ben Orhan Veli, Sokakta Giderken, Quantitatif, İş Olsun Diye, İstanbul'u Dinliyorum, İntihar, Yokuş, Delikli Şiir, Birdenbire, Deniz Kızı, Rahat, Bedava, Yalnızlık Şiiri...
247 sayfa.
Son olarak bir önerim var. Müşfik Kenter şiirlerini çok güzel okur. Dinleyin derim... Ha bir de şiir okuyun...
