Yunus Emre'nin şiirinde "dost"
Kimdir bu dost, yüzlerce binlerce şiirinde çağrılan dost? Çok sevdiği Taptuk Emre mi? O değil diyemezsiniz. Onun çok sevdiği Hacı Bektaş mı? O değil diyemezsiniz. Onun çok sevdiği Muhammet, Muhammet'in sevdiği Ali mi? Onlar değil diyemezsiniz. Bütün in sanların bütün minarelerden ve çan kulelerinden çağırdığı Tanrı mıdır? Değildir diyemezsiniz. Yunus'un dost dediği, onun ardından bütün Anadolu saz şairlerinin dost dediği varlık, dost sözüyle anlattığı boz bulanık ülkü gerçek insanlık değil midir? Değildir diyemezsiniz. Yunus Emre'nin dost dediği üstün gerçek bugün Aşık Veysel'in dost dediği ülkünün benzeri değildir diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Yunus Emre bu milletin, Anadolu halkının hem gerçeğini hem ülküsünü kendi çağının en atılgan, en savaşgan diliyle söylemiştir. Onun dost kavramında yalnız tasavvufun mutlak güzelliğini, soyut sevgilisini değil halkın bütün özlemlerini bulur gibi oluruz. Dost deyince bir İranlının aklına neler gelir bilmem, ama biz Anadolu Türkleri dost deyince derinden duygulanır, küçük kaygıların, çıkarların üstünde, uğruna can feda edilen, insanın en temiz yanını, insanlığın özünü yansıtan bir varlık düşünürüz. Dosta inanır, dosta güvenir, dosta açılır insan. Tanrının insanlığı, insanın tanrılığı gibi bir şeydir dost. Dost dünyanın tadı, yüreğin göz bebeğidir. Dost hem içinde, hem dışındadır insanın, hem çok uzaklarda hem yanı başımızdadır.
168 syf.
·
Puan vermedi
Hiçbir şey, hiçbir olay sebepsiz değildir. Dün olup biten, yaşanılan herhangi bir olay  bugün için, yarın için bir sebeptir. Bir işaret bile yarına bir yolculuk ve bazen yeni sayfaların açılışı demektir. İki masum çocuğun yollarının ayrılması yıllar sonra tahmin bile edilemeyeceği bir şekilde yollarının kesilmesi bir enteresan hal alır ki neler
Toprak Üstü
Toprak ÜstüYağmur Arduç · Efsus · 20234 okunma
Reklam
Her gün, bütün bir hayat önümüzden kayıp gidiyor. Ancak görmesini bilenler, ibret almasını bilenler o kayıp giden görüntüler içinde, faydalı olanı, dünyasına ve ahiretine yarayacak olanı çekip çıkarabiliyor. Gerisi hikaye. Bana, kültürlü insan kimdir diye sorsalar, onlara derim ki, gerçek kültürlü insanlar, hadiseleri objektif, tarafsız olarak görebilen, okuyabilen, ondan ders alabilen kimsedir, derim. Tesâdüfen filâncayı gördüm, tesâdüfen şu sözü işittim, şunu okudum diyenler, boş yaşayıp, hayatlarını hebâ eden insanlardır. Hiçbir şey sebepsiz değildir. Tesâdüf yoktur. Bir tek sözün, bir tek davranışın arkasında yılların getirdiği nice durumlar vardır. Bu öyle bir zincir ki, onu etüt edip incelemeye, gerçek sebebini araştırmaya insanın gücü yetmiyor. Sabrı kâfi gelmiyor. Tesâdüf gibi, basit, ucuz ve aptalca kelimelerle kendi kendilerini kandırıyorlar. Ne denir? Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Bazı insanlar, ömür boyu gerçeklere sırtlarını dönüp yaşayacaklarsa, buyursunlar yaşasınlar. Aşık Veysel onlar için, "Yumma gözün kör gibi" der. Akıllı insanlar, kendilerini bildikleri andan itibaren, son nefeslerini verinceye kadar, daima hadiselerden, olup bitenlerden bir mânâ çıkarmaya çalışan kimselerdir. Allah bu idrak ve basireti bize de, bütün insan kardeşlerimize de kazandırsın. Yıllar su gibi akıp gidiyor. Günler rüzgâr gibi geçiyor. Bu korkunç tempo içinde, gerçeği ve güzelliğiyakalayıp yaşayabilenlere ne mutlu. /Sabri Tandoğan/ 🌼
Kimdir türkü ne Çerkezi Hep Adem'in oğlu kızı Beraberce şehit gazi Yanlış var mı ve neresi
Necdet Yaşar
Necded Yaşar da, yaşadığımız çağın bir başka üstâdı, bestekâr ve hânende Alâeddin Yavaşca gibi, Gaziantepli. Gerçi Yavaşca’nın doğduğu ilçe olan Kilis artık il oldu ama netîce itibarıyle bu iki büyük üstad, eğitim için Gaziantep’ten kalkıp İstanbul’a gelirler ve bu şehirde, Osmanlı mûsikî geleneğinin son şahsiyetlerine yetişip, onların rahle_i
Sayfa 42 - Büyüyen Ay Yayınları 1.baskı
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
Reklam
Yunus Emre
Adımız miskindir bizim Düşmanımız kimdir bizim Biz kimseye kin tutmazız Kamu âlem birdir bize
Sayfa 15 - Ersen ve Dadaşlar - Adımız miskindir bizimKitabı okudu
Bugün, değerli halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu'nun rahmete kavuştuğu gündür. Kendisini hürmetle anarken, hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermek isterim. Aşık Veysel, dizelerinde sevgiyi, kardeşliği, doğayı, ölümü, eşsiz bir üslupla betimlemiştir. Gözleri görmese de gönül gözüyle bizlere aktardığı iç dünyasının inanılmaz güzelliğini
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kalemini çok merak ettiğim Sunay Akın'dan ilk okumam oldu "Bir Çift Ayakkabı"... İlk yolculuğumda sonu hep ayakkabılara çıkan birbirinden dolu denemelerle buluştum. Bildiğim şeylerle beraber, bilmediğim ne çok şey varmış öğrendim. Aşık Veysel, Vincent van Gogh, Sultan Abdulaziz, Uzun Ömer, Charlie Chaplin, Nazım Hikmet, Kemalettin Tuğcu, Cemal Nadir, Altan Erbulak, Anne Frank, Neil Armstrong ve daha nicesi ile ilgili harika hikayeler okudum. İsviçre dağlarında ölen Doğan Taşkent kimdir? Nuh'un Gemisi'nin Sırrı Nedir? Neil Armstrong'un Ay'da bıraktığı iz nedir? Kız Kulesi'nin Ayakkabıları nerededir? Külkedisi'nin Ayakkabı'sının sırrı nedir? Bunun gibi daha bir çok bilginin kaynağına ulaştım. Bir hikaye beni çok etkiledi Saraybosna işgalinde ölen bir şairin bir oda dolusu kitabı dururken ayağındaki ayakkabı ve farklı eşyaları yakması ve donarak ölmüş olarak bulunması...
Bir Çift Ayakkabı
Bir Çift AyakkabıSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 20112,914 okunma
Aşk
Su insanı boğar, Ateş ise yakarmış. Aşk neden yakıyor insanı. Ateş ile beraber mi çalışıyorlar. Kimini yaktığında kül ediyor, kimini yaktığında Kul ediyor. Aşk, ismi ile müsamaha mı yoksa ismi gibi değil mi? Aşk; aciziyet(acz) mi? Aşk, yanmak mı yakmak mı? Aşık, kimdir: Veysel mi Yûnus mu? Aşk, Aşk, Aşk diyen garib neydi? Aşk yakarmış. Yanmak nedir Şemsettin. Yanmak kül olmak Kul olmaktır. İnsanın ruhu bir odunsa o ruhta kül olmaya mahkumdur. Kul olmak için ruhun galu beladaki ahitini tutması lazım. Tutması lazım ki Kul olsun. Kul Aşkı ile Allaha daha çok yaklaşır. Allahın rızası için aşık olur o yolda revan olur. Bu yol kül olmadan daha meşakatlidir. Kül zamana mekana yenilir. Kul ise ne zaman ne mekan tanır. Aşık Aşk ile yananana denir. Aşık Maşukunun yolunda olur ve o yolda Kul olur ve ölür. Veysel kül mü oldu Kul mu oldu. Yûnus kül mü oldu Kul mu oldu. Cevabını siz verin. Aşk Aşk Aşk diyen garibe ne oldu. Gelin biz onla iştigal olalım. Aşk diyen Aşık o yola revan olmuş. Vakti gelince ölmüş. O yolda Kul mu olmuş kül mü olmuş. Aşık maşukunun peşinden koşarken kendini yakmış. Kendini öyle yakmış ki; çölden geçmek Leyla'ya ermek içindir demiş. Çöller geçmiş dereler gitmiş Leyla'sına ermiş. Mevalasına sırtını dönmüş Leyla'sına ermek için. Mevlası Aşıkın elinden Leyla'sına almış. Leylanın yokluğuna alışmak zormuş. Göklerde yerlerde Leyla'ya aramış. Ararken börtü böceğe kurda kuşa Leyla'yı sormuş. Leyla'yı arayan Aşık Mevla'yı bulmuş. Yakmış kendini Kitaplarda Küllüklerde Camilerde. Yanarken Kandil olmuş. Aşık asıl maşukuna kavuşmuş Leyla'sı sayesinde. Çölden geçmek Allah'a ermek içindir. Kul
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Merhaba 1K okuyucular...
Âşık Veysel
Âşık Veysel
zikredince aklıma gelen şiirlerinden biri #79983013
Âşık Veysel
Âşık Veysel
Kimdir? 1894 yılında
Âşık Veysel
Âşık Veysel
, Sivas’ta doğmuştur. Yedi yaşında Sivas’ta salgın olan çiçek hastalığına yakalanarak sağ
Dostlar Beni Hatırlasın
Dostlar Beni HatırlasınÂşık Veysel · Özgür Yayınları · 1991632 okunma
Bozuldu kalmadı dünyanın tadı Doğru söz nasihat duyan kalmadı Herkes kafasınca eyler inadı Gittiğin yol yanlış diyen kalmadı ... Ata nedir baba kimdir bilinmez Atayı babayı sayan kalmadı ... Bir fark görünmüyor nifakta hakta Kitabın sözüne uyan kalmadı ... Dünyanın malını doldursa eve Kanaat eyleyip doyan kalmadı ... Çok dolandım bir sadık dost aradım Sözü ciddi kalbi beyan kalmadı
Sevgili Kimdir?
Ölen eşinin mezarındaki toprağı hergün bağrına basan Nurettin Amca'dır.Başkasına kaçacağını bildiği halde karısının ayakkabısının altına tüm parasını koyan Aşık Veysel'dir."Artık evli, adına kara çalınmasın "diye sevdiğinin gerçek adını söylemeyip "Mihriban" diye mahlas takan Abdurrahim Karakoç'tur. Yıllarca hapisten çıkmasını bekleyip özgürlüğe kavuştuğunda kendisini terk eden Nazım'ın mektuplarını ölene kadar tahta bavulunda saklayan Piraye'dir...
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.