yaşam, yaşamaktan koparamaz bizi; çünkü bir sevdadır yaşamak, bir direniş, bir tutku, bir özgürleşme. öyle ki bazen nefes bile bir zincire, bir hapse dönüşür, ama biz o zinciri alışkanlıkla
Hanelerimizi karılar idare eder, lâkin bunun böyle yürüdüğünü aşikâr etmenin ne lüzumu var, değil mi?
Yeryüzünde erkek kisvesinde ama insandan çok hayvana yakın olan bazı âdemler de bulunur; onlar değil karı lafı, hiçbir lafı dinlemez; burnunun dikine gider, onlara sözümüz yok.
Ve ideoloji özellikle günümüzde benzer biçimde iş görmüyor mu? Açıkça işlenmekte olan suçu saklamak (ya da meşrulaştırmak) için saklı bir arka plana işaret ederek kendisini gizemli bir şey olarak sunuyor ya da Freud'un terimleriyle bizi bir fetiş gibi işlev görürken onu bir semptom olarak yorumlamaya davet ediyor. Bu ikili gizemlileştirmeyi açığa vuran gözde ifade "durum daha karmaşık"tır: aşikâr bir olgu -söz gelimi, vahşi bir askerî saldırı– “arka planda çok daha karmaşık bir durum" denilerek görelileştirilir (beklendiği gibi bu, saldırıyı bir savunma edimi yapar). Bunun sebebi, bir düzeyde kişinin durumun saklı “karmaşıklığı"nı göz ardı etmek ve basit sayılara güvenmek durumunda olmasıdır.
Sayfa 191 - Say Yayınları, 2024, 1.Baskı, İstanbul, Çev: Yavuz Alogan·Kitabı okudu